Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

OKÇU’NUN YOLU

 

1947 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde doğan Paulo Coelho, kendini tümüyle edebiyata vermeden önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yapar. 1986 yılında yayımladığı “Hac” isimli ilk romanının ardından kaleme aldığı “Simyacı” adlı kitabıyla dünya çapında ün kazanır. Günümüze kadar pek çok ödül ve nişana değer görülen Coelho’nun kitapları çok sayıda dile çevrilmiş ve dünya genelinde üç yüz milyonu aşkın sayıda satılmıştır.

 

Tetsuya’nın hikâyesi

Coelho’nun 2003 yılında yayımladığı “O Caminho do Arco / Okçu’nun Yolu” isimli kitabı 2021 yılında Emrah İmre tarafından dilimize çevrilir. Bu kitabı okuduğumda hayatımıza yön verecek öneriler olduğunu gördüm ve bunları sizlerle paylaşmak istedim. Murat Kalkavan’ın nefis çizimleri ile süslenen kitap, “Tetsuya” adındaki marangozun hikâyesi ile başlamakta. Küçük bir köyde marangozluk yapan Tetsuya’ya bir misafir gelir. Misafir onun ünlü bir ok ustası olduğunu bildiğini yıllar süren ok çalışmasının sonucunu göstermek için geldiğini büyük bir tevazu ve hürmet içinde anlatır. Daha sonra okunu hazırlayarak kırk metreden ağacın dalındaki kirazı vurur. Tetsuya ise saklı yayını kılıfından çıkarır, misafirden ok ister ve sallanan bir ahşap köprü üzerinden ağacın dalındaki şeftaliyi vurur. Sallanan köprü üzerine çıkan misafir okçu ise bırakın şeftaliyi vurmak, okunu ağaca bile isabet ettiremez.

 

Tetsuya bunun üzerine; “Siz yetenekli bir adamsınız, şereflisiniz, duruşunuz doğru. Tekniğiniz yerinde, yaya hâkimsiniz, ama zihninize hâkim değilsiniz. Bütün koşullar lehinizdeyken hedefi buluyorsunuz, ama etrafta tehlike söz konusu olduğunda hedefi tutturamıyorsunuz. Oysa okçu savaşacağı ortamı her zaman seçemez, dolayısıyla kendinizi yeniden eğitin ve elverişsiz koşullara hazırlıklı olun. Okçunun yolundan ayrılmayın, yaşam yön veren bir yoldur o; ama doğru ve isabetli bir atışın insanın içi huzurluyken yapılan bir atıştan tamamen farklı olduğunu da öğrenin.” der. (s. 24)

 

Kendinizi olumsuz durumlara göre eğitin

Hemen hepimiz koşullar uygunken başarılı işler yapabiliriz, ama önemli olan koşullar elverişsiz olduğu zaman doğru işler yapabilmektir. Çoğu zaman gerek haset gerekse bilgisizlik nedeniyle yaptığım işlerle ilgili olarak suçlanmışımdır. Bir mimar olarak kurguladığım ve düşündüklerimin gerçekleşmesi için uzun bir zaman gerektiren yapım faaliyetini beklemek gerektiğini sık sık söylememe rağmen suçlamalar artan bir hızla ve hakaretlerle devam etmiştir. Yapı tamamlanıp, kullanılmaya başlandıktan sonra ise hiç kimse “Ben yanlış düşünmüşüm, biraz sabırsız davranıp, sonucu görmeden suçlamada bulundum özür dilerim” dememiştir. Üstelik bu kişiler daha sonra çevrelerine “Yapı çok güzel oldu, sık sık ziyaret edip mekânın tadını çıkartıyorum” gibi sözler söylemekte. Coelho’nun belirttiği gibi okçu yoluna devam etmeli, kendini her olumsuz duruma göre eğitmeli ve doğru bildiği yoldan vazgeçmemeli.

 

Tetsuya dönüş yolunda kendine refakat eden çocuğun “Okçunun yolu nedir? Bana öğretebilir misiniz?” sorusuna; “Bugün mutlu bir günüm: Seneler önce hayatımı kurtaran adamı onurlandırdım. İşte bu yüzden, sana gerekli bütün kuralları aktaracağım, ama elimden daha fazlası gelmez. Söyleyeceklerimi iyice anlarsan bu öğretileri dilediğin her konuya uygulayabilirsin. Biraz önce benim bir usta olduğumu söyledin. Usta ne demektir? Hemen söyleyeyim: Usta bir şey öğreten değil, öğrenciye zihninde zaten bulunan bilgiyi keşfetmesi için ilham veren kişidir.” sözleri ile cevap verir. (s. 25)

 

Dostlarını farklı insanlardan seç

Buradan sonra yol boyunca Tetsuya, genç dostuna önerilerde bulunur. “Dostlarının illa herkesin bakıp etkilendiği ve ‘Daha iyisi yok’ dediği insanlar olması şart değil. Tam tersi: Hata yapmaktan korkmayan ve hata yapabilen insanlar olmalıdır. Yaptıkları işler tam da bu yüzden her zaman takdir görmeyebilir. Ancak dünyayı asıl değiştirenler böyle insanlardır, nice hatanın ardından doğru şeyler yapar ve çevreleri için büyük fark yaratırlar.” (s. 32)

 

Bizim kültümüzde de benzer bir söz vardır; “Hata rabbanidir, hatada ısrar ise şeytani.”
“Ben hiç hata yapmam” diyen kişileri gözlemlediğinizde hemen hiçbir şey yapmadıklarını görürsünüz. Bu hiçbir şey yapmama hâli, yaşları ilerledikçe onları agresif yapmakta ve hemen her şeye karşı çıkmalarına neden olmaktadır. İnsanlar bir şey yaptıkları takdirde elbette hata da yapacaklardır, önemli olan hatanın mümkün mertebe giderilebilir olması ve tekrarlanmamasıdır. Bunun için de yaşadığımız süre zarfında bilgimizi artırmak için eğitime devam etmeli, merak ve öğrenme duygumuzu her daim canlı tutmalıyız.

 

Tetsuya’nın bir başka önerisi ise; “En iyi dostlar herkes gibi düşünmeyenlerdir. İşte bu yüzden, okçuluk merakını seninle paylaşacak yoldaşlar ararken sezgilerine güven ve başkalarının yorumlarına kulak asma. İnsanlar başkalarını yargılarken bunu hep kendi sınırları üzerinden yaparlar üstelik üçüncü kişilerin görüşleri sıklıkla önyargılar ve korkularla doludur.” (s. 34)

 

Günlük yorumlar

Son dönemlerde sık sık başkaları hakkında veya dolaylı olarak benim hakkımda yorum yapan insanlarla karşılaşıyorum. Söyledikleri sözlerin, yaptıkları yorumların şehvetine kapılıp, giderek daha da küçülüyorlar. Uzun zamandır beni üzen bu konu hakkında düşünüyordum. Sonrasında fark ettim ki bu suçlamaları yapanlar aslında kendilerini anlatıyorlar. Suçladıkları kişilerin yaptıkları işleri kendileri üstlense, neler neler yapabileceklerini anlatıyorlar. Kendilerinin yapacakları ahlaksız işlerin başka kişiler tarafından da yapılabileceğine inanıyorlar. Suçlamaların temel nedeni; “Ben olsam neler yapardım, mutlaka o da yapmakta, niçin ben değil de o yapıyor?” düşüncesinden kaynaklanmakta. Geçmişte bu tür insanlar günümüzdeki kadar mütecaviz değildi, çevrelerindeki insanlardan çekinir, terbiye sınırları içinde kalmaya çalışırlardı. Bu kadar eğitim sonucu alınan yol ne yazık ki bu! Nerede yanlış yapmaktayız gerçekten araştırmak gerekiyor. Çoğunluğu, “Kendi dışındaki hemen herkesi ahlaksız ve ahlaksız işler yapan” olarak gören yeni bir toplum olma yolundayız

 

Eğitim hayatımızı yeniden gözden geçirmeli ve öncelikle ahlaklı bir nesil yetiştirmek için gerekli tüm tedbirleri bir an önce almak mecburiyetindeyiz. Her okura Paulo Coelho’nun “Okçu’nun Yolu” kitabını sakin bir ortamda okumasını ve hayatına yön verecek sözleri unutmamasını öneririm.

 

Mete Gazoz

Her tür başarının ardında yoğun bir çalışma, emek ve disiplin vardır. Küçük yaşta başladığı okçuluk sporu için yoğun çaba harcayan sevgili Mete Gazoz, bu emeğinin ödülü olarak 2020 Tokyo Yaz Olimpiyatları’nda okçuluk sporunda birinci olarak altın madalya kazanır. Bunun üzerine Paulo Coelho kitabını “Okçuluk dahisi bu da benim okçuluk eserim. Bu kitap sana adanmıştır” sözleri ile Mete Gazoz’a adar. Dünyaca ünlü yazarın bu ithafının da en az olimpiyat madalyası kadar önemli olduğunu belirtmek isterim.

 

Paulo Coelho, Çev. Emrah İmre, Okçu’nun Yolu, İstanbul, 2021.