Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

PANDORA’NIN KUTUSU

 

Pandora efsanesi ilk olarak Hesiodos’un eserlerinde kendine önemli bir yer bulur. Prometheus efsanesine gerek “Theogonia” (570-612) adlı kitapta gerekse “İşler ve Günler” (42-105) adlı kitapta uzun uzadıya yer verilir.

 

Prometheus

Pandora efsanesi, Tanrı Zeus’un intikam hırsından doğar. Efsanenin gerçek kahramanı Prometheus’dur. Zeus’un kuzeni, Titanların soyundan gelen Prometheus dört erkek kardeşten biridir. Prometheus ve kardeşlerinin düşünce gücünden büyük pay aldıkları, akıldan yana üstün oldukları ve bu üstünlükleri nedeniyle Zeus’a karşı gelmeye yeltendikleri söylenir. Akıl gücünün kendi tekelinde olduğuna inanan ve bu güç sayesinde dünya egemenliğini ele geçirdiğine inanan Zeus ise bu gücün başkalarında da olduğunu bilmenin getirdiği öfke ile doludur. Prometheus da bu öfkeyi körükler. Aklını, geleceği önceden görme gücünü Zeus’u aldatmak, kuşkulandırmak, küçük düşürmek için kullanır. Ünlü trajedi yazarı Aiskhylos bu temayı alabildiğine işler. Adı “Önceden gören” anlamına gelen Prometheus kâhindir. Zeus’a bir gün tahtından düşeceğini bildirir ve Zeus’u sürekli bir kuşkunun baskısı altında tutar. Prometheus ilk günlerinden itibaren gücünü insanlardan yana kullanmayı tercih etmiş, onlara dayanarak Titanların öcünü almak ve Olymposluların egemenliği yerine insanlığın egemenliğini getirmek ister.

 

Prometheus yeni bir devrimin hazırlayıcısıdır. Kurmaya çalıştığı düzen tanrılar için küçük düşürücüdür. Bu olaylardan etkilenen Zeus, insanlara ateşi vermez. Prometheus ise Zeus’u aldatır ve ateşi çalıp insanlara verir. Zeus aldatılmış, insanların gözünde küçük düşürülmüş ve gülünç olmuştur. Egemenliği üstün bir güce dayanmaz, çünkü akıl gücü artık insanlara geçmiştir.

 

Aiskhylos’un trajedisi

Aiskhylos, “Prometheus” isimli trajedisinde bütün sorunları ile insanlık dramını yansıtır. Prometheus insanlığın temsilcisidir, içinde çırpındığı olaylar da günümüzün deyimiyle politik olarak nitelenebilecek insan toplumuna özgü olaylardır, ateşi tanrılardan çalıp insanlığa armağan etmiş, tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için de zincire vurulmuş olup büyük ceza çekmektedir. Prometheus zincire vurulduğu kayadan seslenmekte ve iki kavram üzerinde durup direnmektedir: Akıl ve özgürlük.

 

Prometheus’u kayalara çakan Kratos (güç) şöyle demektedir;

“Her varlık çoktan kaderle yükümlenmiş,
Tanrıların başıdır yalnız yükümlü olmayan:
‘Zeus’tan başkası özgür değildir.”

 

Sert, amansız, insafsız bir zorba gibi dünyayı keyfine göre yöneten Zeus her istediğini yüzde yüz gerçekleştirmektedir. Oysa gerçek tam tersidir. Gerçekte Zeus köle, Prometheus özgürdür. Tarihte yönetimi ele geçirmiş nice iktidar sahibi kişi ya da gruplar vardır ki, karşılarına dikilip direnen tek tük düşünce sahiplerini susturup yok edeceklerini sanırlar, oysa sonuç umduklarının tam da tersi çıkar. İktidar sahipleri günün birinde gider, düşünce sahipleri bunun gibi oluşumları yener ve insanlar kaldıkları yerden devam eder. Prometheus isimli efsanevi kişinin bin yıllar önce bize bildirdiği budur; “Akıl gücü kaba güçten üstündür, düşünceye gem vurulamaz, özgür düşünce tutuklanamaz, susturulamaz, alt edilemez, olaylar nasıl gelişirse gelişsin, gelecekte egemenlik kaba gücün değil, özgür düşüncenin olacaktır.” Ünlü eserinde Aiskhylos, “Kıyamet de kopsa son söz özgür düşüncenin” demektedir.

 

Pandora efsanesi

Zeus’un emriyle ve bütün tanrıların yardımıyla Hephaistos ile Athena tarafından yaratılan Pandora, tanrıların her birinin verdiği niteliklerle donatılır. Güzellik, zarafet, el becerisi, ikna gücüne sahiptir. Hermes onun yüreğine yalan ve düzenbazlığı yerleştirir. Ölümsüz tanrıların görünüşünde şekillendirilir. Zeus onu tanrısal ateşi ele geçirmiş olan insanları cezalandırmakta kullanmak ister. Pandora’nın güzelliğine kapılan Prometheus’un kardeşi Epimetheus, kardeşinin Zeus’tan gelen hiçbir armağanı kabul etmemesi öğüdünü unutarak Pandora ile evlenir.

 

Pandora’nın çeyiz olarak beraberinde getirdiği bir kutu vardır. Ağzı kapalı olan bu kutu içinde bütün kötülükleri barındırmaktadır. Pandora yeryüzüne ayak basar basmaz, merakına dayanamayarak kutunun kapağını açar. Açar açmaz da bütün kötülükler insanlığın üstüne yayılıverir. Pandora kapağı hemen kapatır, ancak en dipte duran umut dışarı çıkamayıp kutuda kalır.

 

Bir başka yoruma göre ise kutunun içinde kötülükler değil, iyiliklerin bulunduğu, kutuyu Zeus’un düğün hediyesi olarak Epimetheus’a verdiğidir. Pandora’nın meraka kapılıp, düşüncesizlik etmesi sonucu açtığı kutudan tüm iyiliklerin uçup gitmesine, insanlar arasında kalacak yerde tanrıların yurduna dönmesine sebep olduğu anlatılır. Böylece insanlar, çeşitli kötülüklerin şerrine uğramış ve onlara kala kala kutunun en dibinde olan umut kalmıştır.

 

Samî kaynaklı

Pandora efsanesinin Ortadoğu ve özellikle Samî kaynaklı olduğu ileri sürülmektedir. Çünkü ilk kadının yaradılışı, yani Âdem ve Havva efsanesinin Helen mitolojisine aktarılmış bir kopyası olduğundan söz edilir. Kadını her kötülüğün, her dert ve olumsuzluğun başlangıcında görmek antik dünya görüşlerine pek uymaz. Helen mitolojisinde gerek Homeros gerekse ardıllarında iyimser dünya görüşü ağır basar, karamsarlık kadar kadın düşmanlığına da yer yoktur.

 

Prometheus’un armağanı

Prometheus’un insanlığa armağan ettiği yalnız ateş değildir. İktidar sahiplerinin bir süre sonra sahip oldukları gücün kölesi haline geldikleri, buna karşın özgür düşüncenin her zaman insanın kendini özgür hissetmesini sağladığı inancı bin yıllardır var olan bir gerçektir. Prometheus’un da belirttiği gibi; “Ölümsüz tanrı Zeus’un bile gücünü kaybedip, unutulduğu bir dünya da var olarak kalacak tek şey özgür düşünce ve insanın kendini özgür hissetme isteğidir.”

 

Zaman zaman Pandora’nın kutusu açılmaya devam etmekte. Çoğu kez ne zaman açılacağını tahmin etmekle birlikte, içinden neler çıkacağını bilmek zor. Bu kez kutunun kapağı yine açıldı, bazı şeyler dışarı çıktı, kutunun kapağı hâlâ açık ve yeni bazı şeyler çıkmaya devam ediyor. Bazıları ise hâlâ kutunun içinde, orada kalmaya devam mı edecekler, yoksa kutu tekrar kapanmadan dışarı mı çıkacaklar bilmiyoruz. Efsaneye göre de içinden neler çıkacağını bilmekte mümkün değil. Bakalım yaşadıkça Pandora’nın kutusunun daha kaç kez açılıp kapandığını hep birlikte göreceğiz.

 

Bu yazının kaleme alınması sırasında Hesiodos’un “Theogonia-İşler ve Günler” isimli eseri ile Azra Erhat’ın “Mitoloji Sözlüğü”nden alıntılar yapılmıştır.