Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

TALÂT PAŞA’NIN ANILARI

 

“Türkiye bir güçtür. Siz ne yaparsanız yapın, öyle kalacaktır.”

Talât Paşa

 

1 Eylül 1874 tarihinde Edirne’de doğan Mehmed Talât Paşa, ilk eğitimini Vize’de aldıktan sonra Edirne Askerî Rüştiyesini bitirir. Babasının vefatı üzerine ailesinin geçimini sağlamak amacıyla Edirne Posta ve Telgraf İdaresinde çalışmaya başlar. Aynı dönemde Edirne Alliance Israélite Universe Mektebinde Türkçe hocalığı yapar. Özel dersler alarak Fransızca öğrenir, aynı zamanda Rumca da konuşabilmektedir.

 

Siyasetteki yeri ve sonrası

Genç yaşında eniştesi İsmail Yürükoğlu aracılığıyla Jön Türk düşüncesinden haberdar olur ve Edirne’de oluşan bir muhalif örgütlenmeye katılır. Alt düzey bürokrat ve subaylardan oluşan bu örgüt içindeki faaliyetleri nedeniyle arkadaşlarıyla birlikte 1896 yılında tutuklanır. Üç yıl hapse mahkûm olur, bir buçuk yıl sonra tahliye edilerek Selanik’e sürgüne gönderilir. 1899 yılında Selanik Vilayeti Posta ve Telgraf İdaresinde kâtip, 1903 yılında da başkâtip olur. Bir dönem Selanik Hukuk Mektebine devam eder. 1906 yılında İsmail Hakkı Canbulat, Mithat Şükrü Bleda ile “Osmanlı Hürriyet Cemiyeti” adlı bir örgüt kurulmasında görev alır. Bir süre sonra bu örgüt, merkezi Paris’te bulunan “Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti” ile birleşir. 1908 yılındaki ihtilalden sonra ismi “Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti” olarak değiştirilen bu örgütün önemli bir üyesi haline gelir. 1908-1918 tarihleri arasında da Osmanlı Devleti’nin en önemli idarecilerinden ve siyaset yapıcılarından biri olur. 1908 seçimlerinde Edirne milletvekili seçilerek Meclis-i Mebusana girer. Mecliste birinci reis vekili seçilir. 8 Ağustos 1909 - 4 Şubat 1911 tarihleri arasında dahiliye nazırı olarak görev yapar. Mahmud Şevket Paşa suikastının ardından kurulan Said Halim Paşa Kabinesinde yeniden dahiliye nazırlığına getirilir. 3 Şubat 1917 günü Said Halim Paşa Kabinesinin istifası üzerine sadrazamlığa atanır. 8 Ekim 1918 günü sadrazamlıktan istifası eder. 1 Kasım 1918 günü toplanan kongre sonucu feshine karar verilen “Osmanlı İttihat ve Terakki ve Cemiyeti”nin kapanmasının ardından Enver Paşa, Dr. Nazım ve Dr. Bahattin Şakir Beylerle ülke dışına çıkar. 11 Kasım 1918 günü yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilir.

 

Ülke dışındaki faaliyetleri

Yurt dışına çıkışından kısa bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyetinin yurt dışında yeniden başlattığı faaliyet içerisinde “Ali Sâi” takma adıyla görev alır. Bu dönemde hatıralarını yazmaya başlar, aynı zamanda Tevfik Rüştü (Aras), Halide Edip Adıvar), Celâl Bayar, Bekir Sami (Kunduh), Galip Kemali (Söylemezoğlu) ile mektuplaşmalar, Câmi Bey (Baykurt) ve Nuri Conker ile görüşmeler yapar. Yeni kurulan Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında antlaşma sağlamak, İngiltere ve diğer batı ülkeleri ile ilişkiler kurmak, Anadolu hareketine destek olmak için çalışmalarda bulunur. Çeşitli Avrupa ülkelerine seyahat eder ve Bolşevikler ile temas sağlar. Taşnak Partisinin İttihat ve Terakki Cemiyetinin üst düzey mensuplarının öldürülmesi hakkındaki kararının akabinde “Sogomon Tayleryan” isimli bir suikastçı tarafından 15 Mart 1921 günü Berlin’de şehit edilir.

 

Enteresan bir görüşme

Şehit edilmesinden yaklaşık iki hafta önce 26-28 Şubat 1921 günleri Almanya’da Aubrey Herbert ile üç gün süren bir görüşme yapar. Bu onun İngiliz istihbarat servisinde görevli olan Aubrey Herbert ile ilki Çanakkale’de olmak üzere yaptığı ikinci görüşmesidir. Albay Aubrey Nigel Henry Molyneux Herbert (3 Nisan 1880-26 Eylül 1923) ünlü bir İngiliz ailesine mensup, İngiliz gizli servisiyle yakın ilgisi olan asker, diplomat ve gezgindir. Aynı zamanda, İngilizce’nin yanı sıra Fransızca, İtalyanca, Almanca, Türkçe, Arapça, Yunanca ve Arnavutça dillerine hâkim bir oryantalisttir. Arnavut isyanına katılmış, bu isyanda önemli görevler üstlenmiş ve bu sebeple kendisine iki kez bağımsızlık sonrası Arnavutluk tahtı teklif edilmiştir.

 

Talât Paşa ile buluşma

Mondros Ateşkesi sonrası, Talât Paşa Aubrey Herbert’e bir mektup göndererek, Ermeni kıyımından sorumlu tutulmaması gerektiğini, bunu kanıtlayacak durumda olduğunu ve bunu çok istediğini belirterek tarafsız bir ülkede görüşmek istediğini iletir. Herbert, Talât Paşa’ya cevabını daha sonra şöyle ifade edecektir;

 

“-Kendisine, Ermeni kıyımından sorumlu bulunmadığını öğrenmekten dolayı çok memnun olduğumu ancak buluşmamızın bir yarar sağlamayacağını yazdım.”

 

Kısa bir süre sonra dönemin İngiliz Gizli Polis Şefi Sir Basil Thomson, Aubrey Herbert’i Scotland Yard’a çağırarak, hemen Almanya’ya gidip Talât Paşa ile görüşmesini ister. Herbert, Lloyd George ve hükûmetinin iyi niyetine inanmadığı için bu istemin yazılı olarak bildirilmesini ister ve bu isteği yerine getirilir.

 

26 Şubat 1921 günü Almanya’nın Hamm kentinde buluşurlar. Talât Paşa kendisine Ermenilerin tümüyle yok edilmesine yönelik eylemlere her zaman karşı olduğunu anlatır. Böyle bir şey yapılamayacağını; bu tür yöntemleri uygulamaya kalkışan bir ülkenin uygarlıkla arasındaki bağları koparmış olacağını ifade ederek iki kez buna karşı çıktığını fakat her ikisinde de Almanlarca yenilgiye uğratıldığını söyler.

 

Size farklı görülüyor

“Siz, İngiltere’den madalyonun ancak bir yüzünü görebilirsiniz. İrlanda’da neler olup bittiğini bilmiyorum, işittiklerimin hepsine de inanmıyorum ama hiç kuşkusuz, Sinn Fein Hareketi içerisinde yer alanlara çok sert davranıyorsunuz. Ayrıca, bizim Ermenistan sorunuyla kıyaslanırsa, sizin İrlanda sorunu çok önemli de sayılamaz. Savaşa girip de arkadan hançerlenen hangi ulus buna boyun eğebilir? İngiltere’nin her yanında, savaş süresince size karşı koyan Sinn Fein yöreleri bulunsaydı siz ne yapardınız?” (s. 144)

 

Talât Paşa, savaş döneminde Almanlarla ilişkilerinin nasıl olduğunu ise şöyle anlatır; “Berbattı, Türklerin, savaşı taraflardan birinin kazanması yerine, iki tarafın da kesin yengi sağlayamadığı bir savaştan yana olduklarını söyledi. Bizim kazanmamız-kazanmıştık-, Türkiye’nin paylaşılması anlamına geliyordu. Buna karşılık Almanya’nın kazanması, Türklerin köleleştirilmesi demek olacaktı.” (s. 147)

 

Ölümünden on beş gün önce, iki kişi arasında üç gün süren konuşmaları aktaran ve muhtemelen İngiliz gizli servisine iletilen bu belgeyi okumak gerekiyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi, Modern Türkiye’nin kuruluşu süreci içinde öğrenmemiz gereken çok şey olduğu anlaşılıyor. Alpay Kabacalı tarafından hazırlanan “Talât Paşa’nın Anıları” kitabında yer alan bu konuşmanın çok önemli olduğunu düşünmekteyim.

 

Mehmed Talât, Talât Paşa’nın Anıları, Haz. Alpay Kabacalı, İstanbul, 2021.