Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

KADIKÖY

 

İstanbul’un önemli ve çok eski bir yerleşmesi olmasına rağmen Kadıköy iskânı hakkında yeteri kadar araştırma yapılmamıştır. Sarayburnu’nda Megaralı Grekler tarafından koloni kurulmasından çok önceleri yerleşilen bu verimli alanın geçmişi prehistorik dönemlere kadar uzanır. 1900’lü yıların başında Fikirtepe, daha sonra Kalamış ve Haydarpaşa vadilerinde yapılan araştırmalarda Tunç devrine (MÖ. 3.000 ila 1.000) ait iskân izlerine rastlanmıştır.

 

Kadıköy’ün gerek geçmiş dönemi gerekse XIX. yüzyılın ikinci yarısında oluşan iskanı hakkında en nitelikli çalışma rahmetli Dr. Müfit Ekdal’ın “Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy” isimli kitabıdır. 1918 yılında Kadıköy’de doğan Dr. Ekdal, Haydarpaşa Lisesi’nden sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirir. Daha sonra Kardiyoloji ihtisası yaparak Numune Hastanesi Dahiliye servisinde otuz dokuz yıl çalıştıktan sonra 1983 yılında emekli olur. Doğma büyüme Kadıköylü olan, yaşamının hemen tümünü Kadıköy’de geçiren Müfit Ekdal’ın, uzun yıllar süren araştırmalar sonucu yazdığı kitabı, Kadıköylüler için bir el kitabı niteliğindedir. 12 Mart 2014 günü, 96 yaşında vefat eden yazar Karacaahmed Mezarlığı’na defnedilir.

 

Khalkedon ve Proklus

Otuz bölümden oluşan Kadıköy kitabının ilk bölümü “Kadıköy’ün Tarihi”dir. Oldukça kısa olan bu bölümde Kadıköy yerleşmesinin gerek prehistorik gerekse Fenike, Grek ve Roma dönemi hikâyesine yer verilmiş ve Kadıköy isminin kökenine değinilmiştir.

 

Bu bölümde Strabon’un (MÖ. 63- MS. 21) "denizden biraz içeride, içinde küçük timsahların yaşadığı bir pınar vardı" sözlerine yer verir. Ancak Anadolu’da timsah bulunmadığından bunların nereden geldiği konusunda bir düşünce üretir. Devamında Fenike ve Grek kolonileri ile Roma döneminde Kadıköy’de yaşadığı bilinen insanlara değinir. Ancak burada Kadıköy’de yetişen Proklus’tan söz etmez. Proklus (412-485) bir dönemin Kadıköyü’nün yetiştirdiği en önemli insanlardan biridir. İstanbul ve Mısır’da eğitiminin bir bölümünü tamamlayan Proklus on sekiz yaşında iken Atina’ya yerleşir, Platon’un kurduğu Akademi’de eğitimine devam eder ve bir süre sonra başına geçtiği akademiyi elli yıl kadar yönetir.

 

Erken Hıristiyan Dönemi

Kitabın önemli bir bölümünde Kadıköylü azize Aya Eufemia ve 8 Ekim- 1 Kasım 451 tarihleri arasında Kadıköy’de toplanan IV. Ekümenik Konsülden söz eder. Hristiyan inancı içinde önemli bir aşama olarak değerlendirilen bu konsülde, Monofizitizm doktrini reddedilerek “Kalkedon Ametüsü” ismiyle bilinen inanç tercih edilir.

 

Kadıköy’ün gelişimi

Kadıköy’ün özelikle de Moda’nın XIX. yüzyılın ikinci yarısında yoğun şekilde iskân edilmesinde öncülük eden yabancı kökenli aileler, Tübini, Lorando, Whittaller, La Fontaine’lerin kökenlerinden, Moda’ya yerleşmelerinden bahseder. İlk ikisi Latin kökenli, diğer ikisi İngiliz kökenli olan bu aileler, birbirleriyle yaptıkları evlikler sonucu büyümüş ve özelikle Moda ve Kalamış çevresinde çok sayıda spor tesisi ile yeme-içme yerlerinin oluşumunu sağlamışlardır.

 

Dr. Müfit Ekdal’ın gençliğinde bu ailelerin bazı üyeleri Kadıköy ve çevresinde yaşama devam etmektedir. Bu nedenle yazarın bize naklettiklerinin büyük bir bölümü duyumdan öte kendi tespitleridir.

 

İnsanlar ve Yapılar

Günümüzde Kadıköy’de yaşayan büyük bir çoğunluk tarafından bilinmeyen bazı kişiler, dükkânlar ve yerler hakkında bilgi veren 1900’lü ve 1925’i yılların Kadıköy’ü bölümü ilginç. Geçen günlerde bir dostumun gönderdiği havadan çekilmiş yoğun iskân alanları ile ilgili bir fotoğrafın altında “cemre düşecek yer arıyor” notunu gördüm. Günümüz Kadıköy’ünde ne yazık ki cemrenin düşecek yer bulmasına imkân yok. Buna karşı XX. yüzyılın üçüncü çeyreğinde, Kadıköy’de günümüzde isimlerini dahi hatırlamakta güçlük çektiğimiz; Haydarpaşa, Moda, Uzunçayır, Kuşdili Çayırı gibi dört adet açık alan bulunduğunu görmekteyiz.

 

Latin ve benzeri yabancı kökenli ancak çoğunluğu Osmanlı vatandaşı ailelerin Kadıköy’e yerleşmelerinden sonra bölgede çok sayıda yabancı dille eğitim veren okul da açılır. Dame De Sion Lisesi, Saint Joseph Lisesi, Mikhitarist Koleji, Saint Louis Fransız İlkokulu, Sainte Euphemie Fransız Ortaokulu, İki Alman Okulu, Scuola Femminile Elementari ve Scuola Elementari Maschile isimli İtalyan okullarının yanı sıra birçok Ermeni okulu da bulunmaktadır.

 

Camiler, Kiliseler ve Sinagog

Kadıköy’ün en eski camisi olan, çarşı içindeki muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde yapılan Kethüda Camii, daha sonraki tarihlerde inşa edilen Osmanağa ve Caferağa Camii ile Sultan III. Mustafa (1757-1774) tarafından yaptırılan İskele Camii başta olmak üzere on dokuz cami, iki adet Ermeni Kilisesi, dört adet Rum Ortodoks Kilisesi, bir Anglikan, bir de Latin (Assomption) kilisesi ile bir adet de sinagog bulunmaktadır.

 

İlgi çekici bir diğer bölüm ise Kadıköy’ün eczane, doktor ve dişçiler bölümüdür. Hikâyemsi bir dille yazılan bu bölümde hem yapılardan hem de bu yapılarda çalışan doktor ve dişçilerin anılarından bahsedilmektedir.

 

Günümüz Kadıköy’ünün nasıl oluştuğunu merak edenlere bu kitabı okumalarını tavsiye ederim. Hem yaşadıkları bölge hakkında fikir sahibi olurlar, hem de çoğunluğu gerçek olmayan bilgilerini doğruları ile değiştirmek imkânına sahip olurlar.

 

Müfit Ekdal, Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy, İstanbul, 1996.

 

Bu yazının devamı olarak, yarınki gazetede yayınlanacak Kadıköy’ün “Körler Ülkesi” değil, “Akıllı İnsanlar Ülkesi” olduğuna dair yazımı okumanızı tavsiye ederim.