Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

HİLM ÜZERİNE

 

Gazab acele ile câhillerindir.

Teennî hilm ile âkillerindir.

Şeyhî

 

Arapça bir isim olan “hilm” kelimesinin dilimizde birden çok anlamı bulunmaktadır. İsim olarak kullanılmasından daha çok tahammül, yumuşak huyluluk, halim ve selim olmak anlamına, sıfat olarak kullanılması yaygındır. Dini anlamda merak edilen ve sık aranan bir kelimedir. Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresi’nde üç yerde Allah’ın vasıfları belirtilirken “Allah kendine yeterlidir, tahammül (hilm) sahibidir” denilmekte. Hilm sahibi insanın öfke, ihtiras gibi bencillik duygularından arınmış olması, bu gibi durumlarla karşılaştığında kendini yenerek sakin ve serinkanlı olması gerekir. Hilmin karşıtı hiddet, öfke, ihtiras gibi bencillik duygularıdır. Aynı zamanda bir erkek adı olarak kullanılan hilm ise yumuşak huylu, nazik, kibar diye açıklanır. Ülkemizde yaygın olarak kulanılan Hilmi adının kadınlardaki karşılığı ise Hilmiye’dir.

 

Bazı insanlar ve uluslar doğaları gereği hilm sahibi değildirler. Elbette bunda yetişme tarzının önemi vardır. Öğretim insanı hilm sahibi yapmaz, bunun için çok küçük yaştan başlayan aile içi eğitim gerekir. Üstelik çok sıkça bahsettiğim gibi sözlerle yapılan eğitimden daha çok davranışlarla verilen mesajlar önemlidir. Çocukluk aşamasında ebeveynlerinin gerek kendilerine gerekse başkalarına karşı olan sert, kırıcı, öfkeli davranışlarına şahit olan çocuklar ister istemez, büyüdüklerinde benzer davranışlar içinde olurlar. Anlaşılan hilm sahibi olmak için eğitim ve öğretimin yanı sıra çocukluktan başlayan bir sevgi gerekir.

 

Spartalılar savaşçı insanlar olarak tanınırlar, çocukluktan başlayan eğitimlerinde sevgi görmezler, sevgiyi bir yumuşaklık belirtisi, savaş kabiliyetini azaltan bir duygu olarak kabul ederler. Muhtemelen onların öncülleri olan Akalarda da aynı anlayış yaygındır. Bu nedenle, Homeros, İlyada’da Akkaların yiğit ama kaba, Troyalıların ise daha yumuşak ve daha insancıl olduklarından söz eder. Akkaların yerleşim alanları dikkate alındığında iç bölgelerde ve sert bir coğrafyada yerleşmiş olduklarının görülmesine karşın, Truvalıların daha yumuşak ve deniz kıyısına yayılan bir alana yerleştikleri görülmektedir. Muhtemelen yaşanan iklim ve doğanın da hilm sahibi olmakta önemli bir rolü bulunmaktadır.

 

Mantikî lakabıyla da tanınan Bağdatlı düşünür Yahya İbn Adî (ö. 974) “Tehzîbü’l-Ahlâk/Ahlâk Eğitimi” isimli eserinde Hilm’i “Yumuşak Huyluluk” olarak açıklar. “Hilm; İnsanın öfkesi arttığı zamanlarda intikam almaya gücü yettiği halde bunu yapmamasıdır. Bu durum özellikle herhangi bir makamı kirletmeye ya da yönetimi bozmaya sebep olmadıkça değerli bulunur. Yumuşak huyluluk hükümdar ve liderlerde daha güzel görülür. Çünkü onlar kızdıkları kişilerden intikam almakta daha fazla güç kullanabilirler. Küçükler, anında karşılık verebilecek durumda olsalar bile onların büyüklere karşı yumuşak huylu olması fazilet olarak görülmez. Zira onlar bundan uzak duruyorlarsa bu durum, yumuşak huyluluk değil korku sayılır.

 

Bir gün bir adam Hz. Peygamber’e bana bir tavsiyede bulunun der.

 

Resûl-i Ekrem “kızma” der. O kimse bu arzusunu birkaç kere daha tekrar eder. Resûl-i Ekrem her keresinde “kızma” diye buyurur.

 

Bir başka kere ise “Yumuşak huyluluk nerede ve kimde bulunursa onu süsler. Hangi şeyden kaldırılırsa ona utanma sebebi olur” dediği nakl olunmaktadır.

 

Bir hadisi şerifte ise “Teennî Rahman’dan, acele ise şeytandandır” denildiği söylenir.

 

Hilm bir anlamda “teennî” olarak da değerlendirilebilir. Ağır davranmak, temkinli olmak anlamına gelen enâet sözcüğünden türetilen teennî, ileriyi düşünerek acelesiz hareket etmek, dikkatli davranarak acele etmeden iş görmek, düşünceli hareket etme anlamına kullanılmaktadır.

 

İbn Haldun bedevilik ile hadarilik arasındaki en önemli farklardan birinin bedevilerin sert, savaşçı insanlar olmasına karşı hadarilerin daha yumuşak, sözlerini sertliğe başvurmadan aktaran insanlar olduğunu belirtir.

 

Hilm saygı duyulması gereken bir fazilettir. Karşımızdaki insanları yumuşak huyluluklarından dolayı ezmeye, onları hırpalamaya çalışmamak gerekir. Çünkü özellikle kendini ilme vermiş çoğu kişinin gösterdiği yumuşaklığı onun acizliği olarak değerlendirmek doğru değildir. Son zamanlarda gerek yazılı gerekse görsel medyada, özellikle de sosyal medyada tahammülden, yumuşak huyluluktan, sevgiden söz edilmez oldu. Ana okulundan başlayıp nerede ise doktoraya kadar kesintisiz ve ülke sathına yaygın öğretim faaliyetlerini gördükçe, acaba buralarda ne öğretiliyor diye merak ediyorum. Bunca yıl süren öğretimin, eğitime ne gibi bir katkısı olmakta. Giderek birbirimize daha yakın yaşamak mecburiyetinde olduğumuz bir dönemde, hilmin öneminin farkına varmak gerekiyor. Hilm şehirli insanın bilmek ve uymak zorunda olduğu bir duygudur. Çocuk yaştan itibaren bu duygunun geliştirilmesi için eğitim vermek gerekir. Yoksa bir arada yaşamanın anlamı kalmaz ve toplumlarda bedevi özellikler ortaya çıkar ve kaos oluşur.