Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

HAYVAN ÇİFTLİĞİ

 

Asıl adı, Eric Arthur Blair olan ancak edebiyat çevrelerinde George Orwell olarak bilinen yazar XX. yüzyıl İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden biridir. 1903 yılında Hindistan’ın Motihari kentinde doğar, küçük yaşta ailesi ile birlikte İngiltere’ye döner ve 1921 yılında Eton Kolej’den mezun olur.

 

1922-1927 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak Burma’da görev yapar, daha sonra istifa ederek İngiltere’ye döner. Emperyalizmin eleştirisi olan “Burma Günleri” isimli bir roman yazar. Bir süre maddi sıkıntı çeken Orwell, çeşitli roman, deneme ve fabl türü yazılar yazarak hayatını sürdürmeye çalışır. Cumhuriyetçiler safında İspanya İç Savaşı’na katılır ve buradaki gözlemlerini “Katolonya’ya Selam” isimli kitabında anlatır. İkinci Dünya Savaşı sırasında BBC’de bir dizi program yapar. Verem hastalığı nedeniyle 1950 yılında, 47 yaşında Londra’da vefat eder.

 

Orwell, özellikle 1945 yılında yayınlanan “Animal Farm / Hayvan Çiftliği” ve 1949 yılında yayınlanan “1984” isimli iki kitabıyla, dünyaca tanınan ölümsüz yazarlar arasına katılır.

 

Bu yazımda sizlere “Hayvan Çiftliği”nden söz etmek istiyorum. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru yazdığı “Hayvan Çiftliği”nin, genel olarak Stalin rejimine karşı sert bir taşlama olduğu söylenirse de bu kitapta İngiliz ve büyük oranda Amerikan hükümetleri özellikle Yalta Konferansı sonrası işbirlikçiler olarak eleştirilmektedir.

 

Geçmişi binlerce yıla uzanan fabl türü eserlerin en güzellerinden biri olan “Hayvan Çiftliği”nin alt başlığı “Bir Peri Masalı”dır. Orwell, bu eserinin çocuklar için yazılmış bir masal kitabı olduğunun düşünülmemesi için “Hayvan Çiftliği” adını tercih ettiğini belirtir.

 

Kitap’ta Bay Jones’un sahibi olduğu Beylik Çiftlik’te gelişen olaylar, çiftlik hayvanlarının ağzından anlatılmaktadır. Bay Jones’un her gece yaptığı gibi kümesin kapısını örtüp, yatmaya gitmesinden sonra samanlıkta toplanan çiftlik hayvanlarının liderliğini bir zamanlar Wellington Güzeli adıyla yarışma kazanan, fakat çiftlikte Koca Reis adıyla bilinen bir kır renkli domuz yapmaktadır.

 

... Yoldaşlar, dün gece garip bir düş gördüğümü hepiniz biliyorsunuz. Düşe sonra geleceğim. Size daha önce başka bir şey söylemek istiyorum. Yoldaşlar, fazla bir ömrüm kaldığını sanmıyorum. Onun için, bugüne kadar edindiğim bilgileri, deneyimleri size aktarmayı görev biliyorum. Çok uzun yaşadım, ağılımda tek başına yatarken düşünecek çok zamanım oldu; bu dünyanın düzenini, yaşamakta olan her hayvan kadar kavradığımı söyleyebilirim. Bugün sizlerle konuşmak istediğim de bu işte...” sözleriyle başlayan uzun bir konuşma yapar.

 

Hayvanların liderliğini Snowball ve Napoleon isimleriyle bilinen ve besi hayvanı olarak yetiştirilen iki domuz yapmakta, onlara Squealer (muhbir) isimli üçüncü bir domuz yardımcı olmaktadır. Bu üçü kısa zaman içinde Koca Reis’in düşüncelerini geliştirerek dört dörtlük bir öğretiye dönüştürürler ve adına “Animalizm” derler. Haftanın birkaç gecesi yapılan gizli toplantılarda öteki hayvanları organize etmeye başlarlar. Bu arada domuzlar evcil kuzgun Moses’ın yaydığı yalanların önünü almak için de zorlu bir savaş vermektedirler.

 

Bay Jones’un gözdesi olan Moses, gammazın, dedikoducunun tekidir, ama ağzı iyi laf yapar. Bir de masal uydurmuştur; Sözüm ona, Balbadem Diyarı denilen gizemli bir ülke vardır ve bütün hayvanlar öldükleri zaman oraya gitmektedirler.

 

Günlerden bir gün kıyamet kopar ve ayaklanan hayvanlar Bay Jones, karısı ve çiftlik çalışanlarını araziden kovarak özgürlüklerine kavuşurlar. Çiftliğin adını değiştirerek, girişteki tabelayı “Beylik Çiftlik”ten “Hayvan Çiftliği”ne dönüştürürler.

 

Snowball ve Napoleon önderliğinde organize olan çiftlik hayvanları artık kendileri için çalışmaktadır. Daha iyi ürün, daha iyi yaşam şartları, türlerine göre belirli süre sonra emekli olmak gibi hakları olduğunu, bundan böyle yaşamlarını, kaleme aldıkları ve ahırın duvarına büyük harflerle yazdıkları “Yedi Emir” çerçevesinde düzenleyeceklerine karar verirler. İnsanların yönettiği komşu iki çiftlik Foxwood ve Pinchfiled ile de ilişkilerini keserler.

 

Bir süre sonra Snowball ile Napoleon arasında çıkan anlaşmazlık sonucu, Snowball çiftlikten kaçmak zorunda kalır. Squealer’in desteğiyle Napoleon liderliği tek başına ele geçirir. Giderek hayvanlar arasında yapılan toplantılar son bulur. Yedi Emir aralarına eklenen kelimeler ile değişmeye başlar. Çoğu okuma yazmayı öğrenemeyen hayvanlar arasından bazıları bu değişikliklerin farkına varsa da diğerlerine anlatmakta güçlük çekerler. Örneğin “Bütün hayvanlar eşittir” deyişi, “Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir” deyişine dönüşür. Sonuçta yönetim kademesinde görev alan hayvanlar, uzun bir süredir eleştirdikleri insanlara benzer hale gelirler.

 

Yayınlandığı tarihten bu yana üzerinden yetmiş yılı aşkın bir süre geçse de eleştirdiği rejim tarihin sayfalarına karışsa da “Hayvan Çiftliği” insanlık var oldukça okunacak ve ders alınacak bir kitaptır.

 

Türkçe’ye ilk olarak Halide Edip Adıvar tarafından 1954 yılında tercüme edilen, daha sonra çok sayıda tercümesi yapılan ve herkesin kendine göre alacağı dersler olduğuna inandığım, bu kitabı zevkle okuyacağınızı düşünmekteyim.

 

George Orwell, Hayvan Çiftliği, Çev. Celâl Üster, İstanbul, 2020.