Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Projeler / Yapılar

Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü Restorasyonu

Orijinal Mimari Alexandre Vallaury
Mimari Dr. M. Sinan Genim
Yardımcılar Nesrin Küçükbayrak / Nesrin Taşkın / Aynur Karademir / Fatma Pirinç
İşveren Yapı Kredi Bankası
Statik Attila Çaydamlı
Mekanik Ersin Gürdal
Elektrik Erol Çığırgan
İşlev Müze
Proje Yılı 1985
Yapım Yılı 1985-1988
Arsa Alanı 74.000 m²
İnşaat Alanı 1.800 m²

Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü Restorasyonu
Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü Restorasyonu

Elli yıla yakındır boş olan Abdülmecid Efendi Köşkü, son dönem konut mimarisinin en önemli yapılarından biridir. Üsküdar Bağlarbaşı’ndan Beylerbeyi’ne inen ve bugün 1. Boğaz Köprüsü’nün yapımı sonucu büyük bir kısmı iptal olunan Gümüşyol ile Kuşbakışı sokağının köşesinde yer alan ve yüksek duvarları, muhteşem giriş kapısı ve saçağı ile hemen fark edilen köşk, son halife Abdülmecid Efendi’nin yazlık konutudur. Abdülmecid Efendi Köşkü adı ile anılmasına rağmen binayı yaptıran Mısır Hidivi İsmâil Paşa’dır. 1880-1895 tarihleri arasında yapıldığı sanılmaktadır. İsmâil Paşa’nın vârisleri tarafından Abdülmecid Efendi’ye intikal ettirilen yapıda, Abdülmecid Efendi dekoratif bazı değişiklikler yapmış olmalıdır. Köşkün mimarı da belli değildir. Bazı kaynaklar Mimar Vallaury olduğunu söylemekte ise de bu konuda kesin bir belge yoktur. Büyük bir koruluğun içinde yer alan bugünkü yapı Selâmlık Binası’dır. Köşkün harem binaları ve müştemilât yapıları yok olmuştur, yalnızca harem yapılarının, kaskatlı havuza bakan yönündeki anıtsal nitelikli bahçe kapısı biraz eğrilmiş olsa da günümüze ulaşmıştır. Kuşbakışı sokağından bahçeye girişi sağlayan Selâmlık Kapısı gerek mimarisi gerekse işçiliği açısından ilgi çekicidir. Kâgir kısımları oldukça sağlam olan kapının, ahşap kanatları ve saçakları 1987 senesinde yapılan restorasyon sırasında yenilenmiş ve orijinal kalem işleri onarılmıştır. Kapı üstünde yer alan çini kitâbede kûfî yazı ile "Allah’tan başka galip yoktur" [lâ galibe illallah] âyeti yer almaktadır.

Bir katı yaklaşık 600 m² büyüklükte olan köşk üç katlıdır. Büyük bir eyvan ile girilen zemin kat oldukça ihtişamlıdır. Giriş kapısı zemini çini kaplı büyük bir sofaya açılır, burada bulunan havuz daha sonraları sökülerek başka bir yere nakledilmiştir. Sofanın sağında bir eyvan, solunda ise üst kata çıkan anıtsal nitelikte merdiven bulunmaktadır. Dört köşede ise dört oda vardır. Sofanın girişe göre sonunda ise arka bahçeye açılan geniş bir oda yer alır. Zemini çini kaplı bu odanın, sağ köşesinde çini bir pano üzerinde mermer bir çeşme, sol köşesinde ise çinili bir ocak yer almaktadır. Çini kaplı bu koruyucunun üstünde iki kitâbe halinde, "Allahım! Bizi ateşten [cehennem] koru, âzat et, iyilerle beraber cennete koy" âyeti yer almaktadır. Sol köşedeki çeşmenin üstünde ise Sultan Mehmed Reşad’ın tuğrası, altında ise "Padişahım çok yaşa" yazısı vardır. Çinili panonun üstünde yer alan kitâbede ise "Her şeyi sudan yarattık" âyeti bulunmaktadır. Bu panonun bir köşesinde çinilerin yapımcısını belirten "Muhammed Emin b. Telâmîz-i Muhammed Hilmi Kütahya 1321" yazısı bulunmaktadır. Aynı odada zeminin ortasındaki çini göbeğin etrafında "Amile Muhammed Emin Hilmi-Kütahya" yazısı vardır.

Zemin kat arka sofasının sağında ve solunda yer alan odalar, girişin iki yanında yer alan odalara nazaran daha küçük boyutta tutulmuş, kazanılan alanlara servis hacimleri yerleştirilmiştir. Üst kata çıkan ana merdivenin yanında yer alan bölümde bir servis merdiveni ve tuvalet hacmi, diğer yanda kalan bölümde ise çatıya kadar çıkan bir servis merdiveni ile güney bahçesine açılan bir servis kapısı yer almaktadır. Bu bölümde yer alan odalar üst kat odaların nazaran daha basit bir tezyinata sahiptir.

Orta sofanın yapı içindeki konumuna ve odaların orta sofa ile bağlantısına bakarak yapının Türk evi geleneğinin [orta sofalı plan tipi] geç bir örneği olduğunu söylemek gerekir. Geç orta sofalı plan tiplerinde gördüğümüz merdivenin yapı içinde önem kazanması olayı tipik bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Anıtsal nitelikli, geniş ve rahat bir merdiven ile üst kata çıkılır. Merdiven evinin sağındaki duvar yüzünde büyük bir resim vardır. II. Avni Lifij’in imzasını taşıyan bu resim 1922 tarihlidir [II. 1340]. Merdivenin altında köşkün Harem yönüne açılan dıştan ufak bir saçak ile korunan koltuk kapısı yer almaktadır. Merdiven evinin dikkat çeken bir başka özelliği, dış cephedeki simetri kaygısından dolayı pencerelerin insan boyutunun üzerinde yapılmış olmasıdır.

Üst kat orta sofası, özellikle tavan mimarisi ve dekorasyonu açısından ilgi çekicidir. Orta sofanın duvarları, hacmi büyütme isteğinden dolayı derinlik duygusu veren perspektiflerle donatılmıştır. Sofanın Bağlarbaşı yönünde yer alan içerlek balkona üç kapı ile çıkılmaktadır. Kapıların sofa yönünde yer alan dekoratif amaçlı arabesk kemerler [belki de perdelikler] yapının başkaca hiçbir yerinde görülmez. Üst kat köşelerindeki iki ön odadan soldaki oda Kütahya çinileriyle bezelidir. Sağdaki odada ise daha yalın bir dekorasyon anlayışı hâkimdir, ahşap panolarla bölünen duvarlar yer yer altın varak ile bezenmiştir.

Zemindeki yapı konturunun dışına taşan ve zemine on adet betonarme kolonla oturan hacmin yemek odası olduğu söylenmektedir. Diğer odalardan farklı olarak bu odadaki pencerelerin üstünde alçı işlikli ikişer tepe penceresi vardır. Kalem işi panolarla süslü duvarları ve çıtalı kalem işi tavanıyla ihtişamlı bir görüntü arz eden bu odanın girişinde, "Allah ikbal sahiplerinin saraylarını, bazen huzursuz bir serçe kuşuna yuva olmak için saklar" yazısı bulunmaktadır.

Orta sofanın arka bahçe yönünde, havuza bakan ince uzun bir balkona sahip olan hacmin, genelde bir oda olmayıp sirkülasyon hacmi veya iç sofa olduğunu söylemek daha doğrudur. Bu hacmin tavan tezyinatı gerek tavan süslemeleri gerekse renkleri sebebiyle yapının içinde yer alan en klasik tezyinattır. Buradan üç kapı ile çıkılan balkonun çok değişik bir metal doğrama sistemi ve renkli camları vardır. Zemini Kütahya çinileriyle kaplı olan balkonun döşemesi deformasyona uğramıştır. İç sofa diye adlandırdığımız bu hacmin, sağında ve solunda iki oda daha bulunmaktadır. Girişe göre soldaki oda, gerek renk seçimi gerekse tek kapısıyla bize, hanım misafirlerin kabul edildiği intibaını vermektedir. Sağdaki oda ise daha arabesk özelliklere sahiptir. Tavan tezyinatı içinde çeşitli panolar halinde bazı kasideler yer almaktadır. Özellikle tavan göbeği, yapılan tamir sonucu büyük ölçüde tahrip olmuştur. Bu odadan bir tuvalet ve bodrum kata inen servis merdiveninin yer aldığı bir koridora çıkılmaktadır. Koridor, aynı zamanda ana merdiven holü ve orta sofa ile bağlantılıdır. Bu bölümde yer alan tuvalet restorasyon sırasında onarılmıştır. İki ana, iki tâli sofanın ve dokuz odanın yer aldığı köşkün içinde taşınabilir hiçbir eşya bulunmamaktadır. Avizeler, mobilyalar, perdeler, duvardaki izlerinden var olduğu anlaşılan tablolar yok olmuştur.

Günümüzde Yapı ve Kredi Bankası’nın mülkiyetinde bulunan köşk uzun seneler boş kalmanın sonucu büyük ölçüde deformasyona uğramış olup 1987-1988 yıllarında kısmen restore edilmiştir. 1987 yılı restorasyonunda yapının su alan çatısı taşıyıcı sistem dahil olmak üzere yenilenmiş, çinko dere ve oluklar, kiremitler değiştirilmiş, daha sonra eklenen kalorifer bacası saçak seviyesi altına kadar yıkılmıştır. Bu restorasyon sırasında yapıya sonradan ilâve edilen kalorifer sistemi sökülmüş, radyatör ve bağlantıları kaldırılmış, bodrum katta bulunan kazan dairesi yapı dışına taşınmış, zemin katta bulunan ve ısıtmayı kolaylaştırmak amacıyla merdiven evini sofadan ayırmak için yapılan camlı bölme kaldırılmıştır.

Bugün ısıtma merkezî yapıya 50 metre uzaklıkta yapılan tek katlı bir müştemilât binası içindedir. 1987 restorasyonu sırasında yapının bütün elektrik sistemi yenilenmiştir. Duman ve kontrolsüz girişe duyarlı alarm sistemi mevcuttur. Aynı dönemde eskiyen ahşap kaplamalar, silmeler, doğramalar ve kepenkler yenilenmiş, çevre suları ile tahrip olan bodrum kat taşıyıcı duvarları, dış yüzde yapılan drenaj kanalları ve su izolasyonu ile korunmaya alınmıştır. 1988 yılında bu kez dış cephenin boyanması ve kalem işlerinin restorasyonu ele alınmış ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin iş birliği ile yapı cephesi yenilenmiştir. Çoğu yok olan tezyinatların en iyice olanları olduğu gibi [pleksiglass] koruyucu ile muhafaza altına alınmıştır.

Resim Galerisi