Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Yayımlar / Bildiriler

BOSTANCIBAŞI DEFTERLERİ’NDE ONDOKUZUNCU YÜZYILIN BAŞINDA KUZGUNCUK SAHİLİ

[Bu makalede sözü edilen tapu kayıtları ve tespitler 2004 yılına aittir. Bu bölüm Abdullah Ağa ve Kuzguncuk mahallerini kapsamakta olup, Hacı Hesna Hatun mahallesine ait ikinci bölüm TAÇ’ın ikinci sayısında yayımlanacaktır. Makalenin tamamı 2004 yılında TAÇ Vakfı’ndan çıkan “Gündağ Kayaoğlu’na Armağan - Makaleler” kitabında yer almaktadır.]

 

Reşat Ekrem Koçu, 1958 yılında yayımladığı makalesinde “Neşrettiğim metin çıplaktır. Belki göremediklerim de vardır, nâciz şahsım için söylüyorum, bence ma’lûm olan dört Bostancıbaşı Defteri’nin bir cild içinde toplanarak ve her maddesi tarih kaynaklarımızdan imkân elverdiği kadar derlenecek notlarla bir tarafdan gidilebildiği kadar mâziye dönmek, bir tarafdan da zamanımıza bağlamak suretiyle neşr edilmelidir ve ayrıca eserin sonuna eşhas (kişiler) için alfabetik ve biyografik bir endeks ilâve edilmelidir. Bu iş de, bir müdekkik [tedkik eden, araştıran] ömrü doldurabilecek kadar ağırdır...” demektedir [Koçu,1958, s. 46].

 

Bostancıbaşılar tarafından düzenlenen ve Topkapı Sarayı sahilindeki Yalı Köşkü’nden başlayarak, Eyüp’den Bahâriye Kasrı Hümâyunu’na, bu yapının hemen karşı kıyısındaki Karaağaç Kasrı Hümâyunu’ndan Rumelikavağı’na. Boğaz’ın Anadolu sahilinde, Anadolukavağı’ndan, bazı defterlerde Haydarpaşa’ya, bazılarındaysa Fener Bahçesi’ne kadar kıyı boyundaki yapıları, iskeleleri, bahçeleri, vs. adları, oturanların isim ve unvanları ile tespit eden Bostancıbaşı Defterleri, 1700’lerin son yılları ile 1880’li yılların ilk çeyreğindeki İstanbul’un tarihi topoğrafyası için vazgeçilmez belgelerdir.

 

Biri eksik, bilinen yedi defterin beşi kütüphânelerimizde, ikisi ise özel kitaplıklardadır [Özcan,1989, s. 35]. İkisi yayımlanmış, biri ise kitaplığımda bulunan 1801-02 tarihleri arasını kapsayan üç defterin karşılıklı olarak değerlendirilmesi ile oluşturulan bu denemede, Koçu’nun örneklemesini temel aldık. Kıyı yapılarının zaman içindeki oluşumunu günümüze taşımak amacıyla, Sedat Hakkı Eldem’in çoğunlukla 1900-1950 yıllarını kapsayan tespitlerini bu çalışmaya ekledik. Ayrıca, 1950’li yıllarda yapılan kadastro tespitleri sonrası verilen parsel numaralarını esas alarak, Ağustos 2004 yılındaki durumu metne ilâve ettik. 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 11 Ağustos 1983 tarihinden itibaren, 22 Temmuz 1983 onay tarihli Boğaziçi Nâzım Plânı, plân notlarına göre ifraz ve tevhid yapılamadığı için 2004 tespitleri, aynı zamanda 1983 yılında dondurulan durumu göstermektedir.

 

Boğaziçi ile ilgili ilk detaylı açıklamalara Gyllius’un İstanbul Boğazı isimli çalışmasında rastlarız. “...Oradan, kısa bir burnu geçtikten sonra, eskiden damı yaldızlı tuğlalarla örtülü bir kilise bulunduğu için Khrysokeramos (Kuzguncuk) adını taşıyan köy gelir. Bu köyden, 12 pes derinlikte toprak altına saklanmış eski temellere ait çok büyük dörtgen taşların kazılıp çıkarıldığını gördüm. Taşlar eskiden orada çok iyi donanmış bir kalenin varlığına ve Sophianai adı verilen sarayın ya da daha eski sarayların yapılış tarzına ilişkin bilgi verirler. Saray Mikhael Kilisesi’nden uzakta değildir ve Prokopios’un aşağıdaki sözleriyle anılır: …Mikhael Kilisesi’nden uzak olmayan ve uzun bir zamanın geçmesiyle eskiyen Kutsal Theotokos Kilisesi’ni onardı. Kiliseyi araştırmak ve görkemini sözle anlatmak uzun sürer. Karadeniz’e gemiyle gidenlerin sağında, kıyıda, eski zamanlardan bu yana görülmeye değer imparatorluk sarayları vardı, İmparator Iustinianos onları tümüyle Tanrı’ya adadı…” [Gyllius, 2000, s. 220; Prokopius, 1994, s. 36]. Görüldüğü gibi daha VI. yüzyılda, muhtemelen daha sonraları Kaya Sultan’ın da sarayının bulunduğu Paşalimanı bölgesinde, kıyıda İmparatorluğa ait saraylar vardır [Evliya, 2003, s. 429].

 

Evliya Çelebi Kuzguncuk’tan çok kısa olarak bahseder; “Fâtih devrinde Kuzgun Baba oturduğu için ismini Kuzguncuk derler...” açıklamasını yaparak, “Üsküdar mevleviyetine bağlı subaşılıktır” der [Evliya, 2003, s. 429]. 1673-84 arasında Eremya Çelebi “...Daha ilerde Kuzguncuk Yahudi köyüne gelinir. Burada hepsi de denize nazır evlerde oturan Yahudiler, vadinin içinden geçmekte olan yoldan güneye doğru Üsküdar tepesine gider gelirler. Burada Rumlar da ikâmet ederler. Onların da bir kiliseleri ile kezâ suyu tatlı bir ayazmaları ve iki büyük bostanları vardır. Daha ilerde sahilde büyük konaklar bulunur...” diye söz eder [Eremya, 1988, s. 47].

 

1794 yılında kaleme aldığı Bizans Sayfiyeleri isimli yazmada İnciciyan, Kuzguncuk’ta Rumlar, Yahudiler ve az sayıda Ermeni oturduğunu belirterek, Aya Pandeleimon Kilisesi’nin metropolitlik (Kadıköy) makamı olduğunu ve Ermenilerin güzel dokuma yapan, renkli yazma işleyen iş yerleri olduğunu ilâve eder [İnciciyan, 2000, s. 151-153].

 

Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Hadîkatü’l-Cevâmi adlı eserinin, İstavroz Camii bahsinde “...Kuzguncuk nâm karyede ehl-i İslâm iskân etmediğinden mescid ve câmii olmayup, karye-i mezkûre ta’ife-i yehûda münhasırdır...” sözleriyle Kuzguncuk’ta yalnızca Yahudilerin yaşadığını belirtir [Ayvansarâyî, 2001, s. 587].

 

“...XIX. yüzyıl başlarında Kuzguncuk sahilinde pek çok ev mevcud olup, bilhassa Yahudi zenginleri burada oturmaktadır. Kuzguncuk aynı zamanda yeni icad edilen nakışlı basmaların imâr yeridir. Kayserili Serkis Kalfa tarafından bu köyde kurulmuş bir imalâthâne vardır. Rengârenk çiçekli zarif basma, kurucusuna ithafen “Serkis Kalfa basması” adıyla anılır. Halen Üsküdar’a taşınmış olan bu imalâthâne, adı geçen kalfanın torunları ve diğer meslektaşları tarafından işletilmektedir...” [Hovhannesyan, 1997, s. 64].

 

Bostancıbaşı Defterleri’ni belirli, günümüze kadar varlığını değişmeden korumuş noktaları esas alarak değerlendirmeye çalıştık. Bu nedenle Kuzguncuk sahilini iki bölümde incelemenin doğru olacağını gördük. Zaten günümüzde de bu iki bölüm, tapuda üç ayrı mahalle olarak işlem görmektedir. Nakkaş Paşa denilen mahâlin küçük bir bölümü Abdullah Ağa Mahallesi sınırları içinde kalmakta olup, bu parselleri ve takiben, Kuzguncuk İskelesi’ne kadar olan ve hâlen Kuzguncuk Mahallesi olarak anılan bölümü birinci kısımda, Kuzguncuk İskelesi’den Öküz Limanı’na, günümüzde Hacı Hesnâ Hatun Mahallesi olarak belirtilen bölümü ise ikinci kısımda inceledik.

 

GÜNÜMÜZ ABDULLAH AĞA MAHALLESİ

NAKKAŞ PAŞA DENİLEN YER - KUZGUNCUK İSKELESİ

I. Defter: Temmuz 1800-Mayıs 1801 kayıtlarını kapsar. Kitaplığımızda bulunan defterin 48a varağında “Sâbık Şeyhülislâm Âşir Efendi’nin bekâr odaları ve kayıkhânesi” kaydı var. Âşir Efendi (Reiszâde Âşir Mustafa Efendi), 18 Rebîülevvel 1213’de (30 Ağustos 1798) Şeyhülislâm olur ve 18 Safer 1125’de (11 Temmuz 1800) azledilip, Bursa’ya gönderilir [Süreyyâ, 1996, s. 329; Altunsu, 1972, s. 165]. 11b varağında ise, “Bender Valisi Hasan Paşa halîlesi hanımın yalısı” kaydı görülüyor. Bender Valisi Kethüdâ-Cenaze Hasan Paşa hicrî 1215’de (25 Mayıs 1800-13 Mayıs 1801) vezirliği iade olunarak, Bender muhafızlığına iki ay sonra da Hotin muhafızlığına tayin edilir [Süreyyâ, 1996, s. 636; Uzunçarşılı, 1983, s. 446; Emecen, 1999, s. 544]. 47a varağında ise, “Beden üzerinde Büyük Rûznâmçe Ârif Efendi’nin yalısı” kaydı yer alıyor. Ulu lâkabı ile tanınan Ârif Mehmed Efendi, Şevval 1214’de (Mart 1800) büyük rûznâmeci olup, 1215 sonunda ( Mayıs 1801) rikâb-ı hümâyûn kethüdâsı olur [Süreyyâ, 1996, s. 317]. Bu kısa araştırma bile defterin tarihini oldukça kısa bir aralığa indirgemektedir. Bu verileri dikkate alarak defterin 11 Temmuz 1800-Mayıs 1801 tarihleri arasında kaleme alındığını söyleyebiliriz.

 

1. Nakkaş Paşa nâm mahâldir [I] – 2. Köprülüzâdelerin meşruta yalısı ve kayıkhânesi [II] – 3. Darphâne yazıcısı Artin zimmînin yalısı [III] – 4. Basmacı Serkisoğlu zimmînin yalısı [IV] – 5. Yanında Frenk dellalı Yuda yahudinin yalısı [V] – 6. Sâbık ocak bezirgânı Çelbon yahudinin karısının yalısı [VI] – 7. Ocak bezirgânı damadı İlya yahudinin yalısı [VII] – 8. Ocak bezirgânı yazıcısı Baruh yahudinin yalısı [VIII] – 9. Bezirgân yazıcısı Yuda yahudinin yalısı [IX] – 10. Menahem bezirgân yahudinin yalısı [X] – 11. Şamanto damadı Sarraf Bohor yahudinin yalısı [XI] – 12. Yanında Gümrük-Kebîr mastariyecisi Yuda yahudinin yalısı [XII] – 13. Göncüoğlu Çelbon yahudinin yalısı [XIII] – 14. Yanında Kuruçeşmeli Mişon yahudinin yalısı [XIV] – 15. Yanında Gümrük-i Kebîr’de Aron yahudinin yalısı [XV] – 16. Yanında Uzun Abram (Avram) yahudinin yalısı [XVI] – 17. Yanında Kuzguncuk İskelesi [XVII]

 

II. Defter: Hicrî 1207 / 1802-03 yılı kayıtlarını kapsar [Rado, 1972, s. 4].

1. Nakkaş Paşa denilen yer [I] – 2. Köprülüzâdeler’in meşruta yalısı ve kayıkhânesi [II] – 3. Darphâne Yazıcısı Artin zimmînin yalısı [III] – 4. Yanında Basmacı Serkisoğlu zimmînin yalısı [IV] – 5. Yanında Efrenç dellâlı Yuda yahudinin yalısı [V] – 6. Sabık ocak bezirgânı Çelebon yahudinin karısının yalısı [VI] – 7. Ocak bezirgânı damadı İlya yahudinin yalısı [VII] – 8. Yanında ocak bezirgânı yazıcısı Baruh yahudinin yalısı [VIII] – 9. Bezirgân yazıcısı Yuda yahudinin yalısı [IX] – 10. Yanında Menahem bezirgân yahudinin yalısı [X] – 11. Şamanto damadı Sarraf Bohor yahudinin yalısı [XI] – 12. Yanında Kebîr Gümrük mastarcısı Yuda yahudinin yalısı [XII] – 13. Göncüoğlu Çelebon yahudinin yalısı [XIII] – 14. Yanında Kuruçeşmeli Mişon yahudinin yalısı [XIV] – 15. Kebîr Gümrük’te Aron yahudinin yalısı [XV] – 16. Yanında Uzun Abram (Avram) yahudinin yalısı [XVI] – 17. Yanında Kuzguncuk İskelesi [XVII]

 

III. Defter: Yaklaşık hicrî 1229-30 / 1814-15 yılları kayıtlarını kapsar [Koçu, 1958, s. 44].

1. Nakkaş tâbir olunan mahâldir [I] – 2. Eğribozî Ahmed Paşazâde Molla Efendi’nin yalısı [II] – 3. Kuzguncuk sınırı nâm mahaldir [II A] – 4. Kirkor karısının hânesi [III] – 5. Dülbendci Kiyork (Kirkor) hânesi [IV] – 6. Kaptanpaşa sarrafının yalısı [V] – 7. Şalcı Yako yahudinin hânesi [VI] – 8. Damadı Smayil yahudinin hânesi [VII] – 9. Ocak hizmetkârı yahudinin yalısı [VIII] – 10. Efrenç dellâlı Foge yahudinin hânesi [IX] – 11. Cevâhirci Baruh yahudinin hânesi [IX A] – 12. Deli Çelebon oğlu İsak yahudinin hânesi [X] – 13. Şamanto damadı Bohor yahudinin yalısı [XI] – 14. Gümrük mubassırı Yuda yahudinin hânesi [XII] – 15. Ocak bezirgânı karısının hânesi [XIII] – 16. Dul karının hânesi [XIV] – 17. Gümrükte Aron yahudinin hânesi [XV] – 18. Abram (Avram) yahudinin hânesi [XVI] – 19. Kuzguncuk İskelesi [XVII]

 

I

NAKKAŞ PAŞA NÂM MAHALDİR

NAKKAŞ PAŞA DENİLEN YER

NAKKAŞ TÂBİR OLUNAN MAHALDİR

 

Kuzguncuk ile Beylerbeyi’ni ayıran bu mevkii derin bir vadi olup, kıyı bölümü hariç, etrafı yüksek tepelerle çevrilidir [Haskan, 2001, s. 593]. Vadinin Beylerbeyi tarafında yer alan ve Nakkaş Tepe denilen sırtın denize ulaştığı noktaya Nakkaş Burnu adı verilmiştir.

 

“Kuzguncuk’tan sonraki burun
‘Nakkaş Burnu’ adlandırılır.
Belki de Rumca ‘Nagalon’
Sözcüğünden kalmadır.” [İnciciyan, 2000, s. 153].

 

XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Boğaziçi köylerini anlatan İnciciyan, Nakkaş Burnu’nu böyle tarif eder. Bu dörtlükte belirttiği Nagalon sözcüğünü XVI. yüzyılın ortalarında Gyllius kullanmaktadır. “... Köy, batıda, hızlı bir akıntıyla kamçılanan ve halkın Nagalon dediği bir burunla çevrilidir” [Gyllius, 2000, s. 221]. Şiddetli anafor ve akıntıların oluştuğu bu burunda hâlen Üryânîzâde Mescidi bulunmaktadır [Eyice, 1963, s. 81; Öz, 1965, s. 67; Konyalı, 1976, s. 305, Erdoğan, 1994, s. 342. Üryânîzâde Ahmed Esat Efendi, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüz onbeşinci şeyhülislâmı olup, 4 Aralık 1878 ile 17 Ocak 1889 tarihleri arasında görev yapmıştır. Bkz. Altunsu, 1972, s. 212 vd.].

 

Her ne kadar günümüzde Kuzguncuk’ta Nakkaş vadisinin güneyinde, tepeye doğru tırmanan Babanakkaş isimli bir sokak bulunuyorsa da, Baba Nakkaş ismiyle Nakkaş Paşa mevkiinin bir ilgisi yoktur [Haskan, 2001, s. 593]. Fâtih Sultan Mehmed (1451-1481) döneminde yaşayan Nakkaş Ali devrin önemli sanatkârlarından biridir, Çatalca yöresinde yaşamıştır. Daha sonra Nakkaşzâdeler ismiyle anılan sülâlenin atası ve anılan bölgede Baba Nakkaş adıyla bilinen bir köyün kurucusu olmuştur [age, s. 592; Süreyyâ 1996, s. 1226; Mehmed Râ’if, 1996, s. 247; Ünver, 1954, s. 169 vd.; Uzunçarşılı,1945, s. 335].

 

Nakkaş mevkii ismiyse bu kıyıda yalısı olan Nakkaş Hasan Paşa’ya izâfeten verilmiştir [Haskan, 2001, s. 592]. Hovhannesyan “... Bundan sonra, Nakkaş Burnu denilen yer gelir. Bu ad, Sultan III. Murad (1574-1595) ve onun oğlu Sultan III. Mehmed (1595-1603) ile çağdaş olan ve orada yalısı bulunan Nakkaş Hasan Paşa’ya ithafen verilmiştir...” demektedir [Hovhannesyan, 1997, s. 64]. Daha önceleri Evliya Çelebi, Nakkaş Paşa Bahçesi’nden bahsederse de, kesin yerini belirlemekte güçlük çekilmektedir. “...Nakkaş Paşa Bahçesi’ni geçip Öküz Limanı ve Kaya Sultan Bağı’nı geçip...” [Evliya, 2003, s. 429].

 

Nakkaş Hasan Paşa, Enderûn’dan yetişmedir. Hicrî 1005/1596-97’de büyük mirahûr, Eylül-Ekim 1602’de yeniçeri ağası, H. 1013/1604-05’de Rumeli beylerbeyi, 1606-07’de sadâret kaymakamı, ertesi yıl kubbe veziri olmuş ve Sultan IV. Murad’ın saltanatının ilk yılında Ramazan 1032/Temmuz 1623’de vefat etmiştir [Süreyyâ, 1996, s. 643].

 

Zaten, gerek birinci gerekse ikinci defterde bu mevkii için Nakkaş Paşa denilmektedir. Üçüncü defterde ise, Nakkaş adı ile yetinilmiştir. Günümüzde belki de sokağın adına izâfeten Baba Nakkaş adı yaygın olarak kullanılıyorsa da, doğrusu Nakkaş Paşa olmalıdır.

 

II

KÖPRÜLÜZÂDELER’İN MEŞRUTA YALISI VE KAYIKHÂNESİ

EĞRİBOZÎ AHMET PAŞAZÂDE MOLLA EFENDİ’NİN YALISI

 

Bu alanda bulunan yapıya, Köprülüzâdeler’in Meşruta Yalısı denilmektedir. Köprülüzâde sözcüğü, her ne kadar Köprülü ailesiyle mensubiyeti açıklıyorsa da, yapının Amcazâde Köprülü Hüseyin Paşa Vakfı ile bir ilgisi yoktur. Daha sonraki bazı kayıtlarda görüleceği gibi bu vakıf Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa tarafından kurulmuş bir vakıftır. 689 ada, 7 parselde, 1800’lü yılların sonuna doğru yapılan iki katlı ahşap meşruta yalı günümüze ulaşmasına karşın [Eldem, 1994, s. 232; Erdenen, 1994, s. 247], kayıkhâneden herhangi bir iz kalmamıştır. 490.05 m2 büyüklüğünde bulunan parselde, kayıkhâne için bir alan da bulunmamaktadır. Sözü geçen kayıkhâne muhtemelen Beylerbeyi yönündeki alanda bulunuyordu. Günümüzde parselin Beylerbeyi yönünde 1543.90 m2 büyüklüğünde 689 ada, 6 parsel bulunmaktadır. Park olarak düzenlenmiş bu parselde, daha önce Nakkaş Baba Karakolu vardı [Haskan, 2001, s. 1277]. Muhtemelen Sultan Abdülmecid döneminde yaptırılan bu tek katlı, kâgir yapı, hiç gereksiz yere 1988 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıktırılmıştır. Topçu ve piyade askerlerinin ikâmetine mahsus olan bu karakolda, bir batarya top bulunurdu. Bu toplar, padişahın saltanata geçtiği günlerde ve bayramlarda kuru sıkı patlatılırdı [Mehmed Râ’if, 1996, s. 247; Erdenen, 1994, s. 247]. Vak’anüvis Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi’nde Sultan II. Mahmut döneminde burada bir kule yapıldığına dair bir kayıt bulunmaktaysa da bu konuda bir başka kayda rastlamak mümkün olmamıştır [Ahmed Lûtfî, 1999, s. 214].

 

Köprülüzâdeler

 

Köprülü Mehmed Paşa’nın soyundan gelenler için kullanılan Köprülüzâdeler tabiri. Mehmed Paşa, aslen Arnavutluk’un Berat sancağına bağlı Rudnik köyündendir (1575). Hanımı Ayşe Hatun, Amasya’ya bağlı Köprü kasabasından (daha sonra Vezirköprü) olduğu ve Mehmed Paşa görevden azledildiği dönemlerde bu kasabada oturduğu için kendisine Köprülü denmiştir. Osmanlı tarihinde Köprülüler olarak bilinen vezirler ailesinin kurucusudur. Çeşitli görevler sonrası 15 Eylül 1656 tarihinde sadrazam olan Mehmed Paşa, 13 Ekim 1661 tarihinde Edirne’de vefat etmiştir [Yaşaroğlu, 1999, s. 160 vd.].

 

Köprülüzâdeler (Amcazâde Hüseyin Paşa) Vakfı, 12 Safer 1112/13 Ağustos 1700 tarihinde Köprülü Mehmed Paşa’nın küçük kardeşi Hasan Ağa’nın oğlu Hüseyin Paşa (? – İstanbul 1702) tarafından kurulur. Çeşitli görevlerden sonra Eylül 1697’de sadrazam olan Hüseyin Paşa , Eylül 1702’de bu görevden ayrılır ve kısa bir süre sonra vefat eder [Kavas, 1999, s. 587].

 

Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşazâde

 

Köprülü Fâzıl Mustafa Paşa’nın büyük oğlu Köprülüzâde Nûman Paşa’nın [Kavas, 1999, s. 1265] oğlu olan Hâfız Ahmed Paşa Ekim-Kasım 1730’da kapıcılar kethüdâsı olur. Çeşitli görevlerden sonra, hicrî 1182/1768-69 tarihinde Mısır valiliğine getirilir ve kısa bir süre sonra Mısır’da vefat eder [Kavas, 1999, s. 215].

 

Eğribozî Ahmed Paşazâde Molla Efendi

 

Eğribozî unvanıyla anılan Ahmed Paşazâde Hacı Velîyeddin (Veliyyüddin) Bey, Kel Ahmed Paşa’nın oğludur. Müderris, molla, Bursa Kadısı ve son olarak da 1775’de Mekke kadısı olur. Temmuz 1785’de vefat eder. Sâdeddin Bey ve Hacı Sâdullah Mehmed Bey isimli iki oğlu vardır [Süreyyâ, 1996, s. 1660].

 

Sâdeddin Bey, müderris ve molla olarak hizmet vermiştir; 1791/92 tarihinde vefat eder [Süreyyâ, 1996, V, s. 1414]. Sâdullah Mehmed Bey ise, Yenişehir mollası olup azledilmiş olarak 1807’de vefat eder. Defterde sözü geçen molla, muhtemelen Sâdullah Mehmed Efendi’dir [Süreyyâ, 1996, V, s. 1428].

 

2004 DURUMU

 

Günümüzde Köprülüzâdelerin yalısının arsasında sekiz parsel oluşmuştur.

 

Abdullah Ağa Mahallesi, 122 pafta, 689 ada, 6 parsel; 31.5 1951 tarihli kadastro tespitine göre Maliye Hazinesi adına tescilli parsel daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne intikal eder. Tapu kütüğüne “bahçeli kâgir ahır” olarak kayıtlı olan yapı, 1988 yılında (eski Nakkaş Baba Karakolu) yıkılarak, arsası parka katılır [Erdenen, 1994, s. 347]. 1543.90 m2

 

Abdullah Ağa Mahallesi, 122 pafta, 689 ada, 7 parsel; 1951 tarihli kadastro tespitine göre Köprülüzâde Ahmed Paşa Vakfı adına tescil edilen parselde, hâlen “bahçeli ahşap sahilhâne” bulunmaktadır. Söz konusu yapı korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Eldem, 1994, s. 232; Erdenen, 1994, s. 347-348]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 28 numara, ayrık nizam, 490.05 m2

 

Abdullah Ağa Mahallesi, 122 pafta, 689 ada, 8 parsel; Köprülüzâde Hafız Ahmed Paşa Vakfı’na icâreli. 1951 tarihli kadastro tespitine göre, Hatice Faika Başar ile Mehmed Necati Başar adlarına tescil edilen parselde bulunan “bahçeli ahşap sahilhâne” (Hamdi Başar Yalısı) 1958 yılında istimlâk edilerek yıkılır ve parsel yola katılır. Bugün parsel numarası yoktur [Eldem, 1994, s. 224]. 300.04 m2

 

IIA

KUZGUNCUK SINIRI NAM MAHÂLDİR

 

Birinci ve ikinci defterde rastlamadığımız bu ayrım, üçüncü defterde görülür. Günümüzde bu ayrım aynen devam etmektedir. 1958 yılında istimlâk edilerek, denize açılan bir boşluk haline getirilen eski 689 ada, 8 parselden sonra arada herhangi bir yol veya ada ayrımı yapacak bir açıklık bulunmamasına rağmen, Abdullah Ağa Mahallesi son bulur ve Kuzguncuk Mahallesi başlar.

 

2004 DURUMU

 

Bugün Kuzguncuk Mahallesi ana caddeyi denize bağlayan boş bir alandan sonra (eski 689 ada, 8 parsel), 578 ada 1 parsel sınırından başlamaktadır.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 1 parsel; Köprülüzâde Hafız Ahmed Paşa Vakfı çıkışlı. 1951 tarihli kadastro tespitine göre, Semih Tiryakioğlu adına tescil edilen parselde, “kâgir ev” bulunmaktadır. Daha önceleri Behçet Bey Yalısı’nın bulunduğu ve 1929 yılında çıkan bir yangın sonucu yok olduğu bilinmektedir. Parsel hâlen Melike İnce adına kayıtlı olup, üzerinde üç katlı betonarme bir bina ile her iki yanında ikişer katlı kâgir müştemilât yapıları vardır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 30 numara. Ana bina ayrık nizam, müştemilâtlar komşu parsellere bitişik nizam, 1101.32 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 2 parsel; Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa Vakfı çıkışlı. 1951 tarihli kadastro tespitine göre, İbrahim Rıfkıoğlu adına tescil edilen parselde, “bahçeli ahşap ev” bulunmaktadır. Hâlen Fatma Nedime Onur-Fatma İlhan Onur-Mehmed Semih Onur ve Fatma Füsun Onur adlarına kayıtlı olan parseldeki üç katlı ahşap yapı korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Erdenen, 1994, s. 349]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 32 ve 32 A numara, bitişik nizam, 186.50 m2 (1951 tespitinde 214.00 m2 olan parselin 27.50 m2’si istimlâk edilerek, yola katılmıştır.)

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 3 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlı. 1951 kadastro tespitinde Emine Saadet Erçin adına tescil edilen parsel “boş arsa”dır. Hâlen Yusuf Can Erçin adına kayıtlıdır. 181.50 m2 (1951 tespitinde 205.31 m2 olan parselin 24.31 m2’si istimlâk edilerek, yola katılmıştır.)

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 4 parsel; Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa Vakfı çıkışlı. 1951 kadastro tespitinde Fatma Necmiye Kızıllan adına tescil edilen parselde “kömürlüğü olan kâgir apartman” bulunmaktadır. Hâlen üç katlı olan kâgir apartman, bir dönem bahçe giriş kapısının her iki yanındaki babaların üstünde bulunan mermer arslan heykelleri nedeniyle semt sakinlerince “Arslanlı Yalı” olarak bilinmektedir. Osman Fevzi Genceli ve Dürriye Temizyürek adına kayıtlıdır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 36 numara, bitişik nizam, 201.03 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 5 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlı. 1950 tespitinde Sara Ayşe Okçu – Leyla Celile Andaç adına tescil edilen parselde “kâgir ev” bulunmaktadır. Hâlen biri bodrum kat olmak üzere üç katlıdır. İki ayrı bağımsız bölüm halindeki yapı Renan Genim – Fatma Baştımar – Ömer Turan adına kayıtlıdır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi : 38 ve 38 A numara, bitişik nizam, 205.72 m2

 

III

DARPHÂNE YAZICISI ARTİN ZİMMÎNİN YALISI

KİRKOR KARISI HÂNESİ

 

Darphâne’de çalıştığı belirtilen bir Ermeni hıristiyana ait olan bu yalının, iskeleye doğru olan yalılara nazaran daha büyük bir parseli kapsamakta olduğunu sanıyoruz. Adı geçen Artin hakkında bir kayda rastlamamamıza karşın, 1950 yılı kadastro tespitleri sonrası oluşturulan tapu defterinde günümüz Kuzguncuk, 578 ada, 5-6-7 ve 8 parselleri içeren bu alandaki 8 ve 12 parsellerin Maryakop Manastırı Vakfı’na icâreli olduğunu görürüz. İstanbul’da Maryakop Manastırı isimli bir manastır yoktur. Buna karşın Mardin’de Deyrülzafaran Manastırı’na 1.5 kilometre mesafede bir Mâr Yâkup Manastırı bulunmaktadır. Süryânî Manastırı olan bu yapıya, Ermeni hıristiyan bir kimsenin bağışta bulunması şüphe ile karşılansa da, Katolik Ermeniler’in [Katolik Ermeniler için bkz. Feigl, 2003, s. 53-77] bazı dönemlerde özellikle Katolik Süryânî manastırlarına bu tür bağışlar yaptığı bilinir.

 

Üçüncü defterde bu yalının Kirkor’un karısına ait olduğu belirtilmiştir. Anlaşılan aradan geçen onbeş yıla yakın süre içinde yapı satılmış ve Kirkor Ailesi’nin mülkiyetine geçmiştir. Bir sonraki yalı da Dülbendçi Kirkor’a aittir.

 

Maryakop – Mâr Yâkup Manastırı ( Arur / Seyde Manastırı)

 

II. yüzyılda yapıldığı belirtilen ve daha önceleri Arur Manastırı olarak anılan bu manastır, XVIII. yüzyıldan itibaren Suruçlu Profesör Mâr Yâkup’a izâfeten bu isim ile anılmaktadır [Dolapönü, 1972, s. 157].

 

2004 DURUMU

 

Günümüzde, Artin zimmînin yalısının yerinde muhtemelen üç parsel bulunmaktadır.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 37 (eski 6) parsel; tapuda mülk olarak kayıtlı. 1950 tespitinde Bağdasar kızı Zaruhi Fermanyan ile Yervant kızı Anna “Nani” Fermanyan adına tescil edilen parsel “arsa” olarak görülmektedir. 1954 yılında istimlâk edilerek yola katılan parsel, 1994 yılında tekrar parsel haline getirilir. Hâlen boş olan ve kayık çekek yeri olarak kullanılan parselin mâliki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. 206.20 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, eski 7 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlıdır. 1950 tespitinde Bağdasar kızı Zaruhi Fermanyan ile Yervant kızı Anna “Nani” Fermanyan adına tescil edilen parsel “arsa” olarak görülmektedir. 1954 yılında istimlâk edilerek yola katılmış olup, parsel numarası yoktur. 164.32 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 38 (eski 8) parsel; Müstesna Maryakop Vakfı’ndan icâreli. 1950 tespitinde Mihran kızı Armenohi – Vağinak – Maryam ile oğlu Mıgırdıç adına tescil edilen parsel “arsa” olarak görülmektedir. 1954 yılında istimlâk edilerek, yola katılan parsel 11.8.1959 tarihinde tekrar parsel haline getirilir. Halen boş olan parselin 3/4 hissesi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, 1/4 hissesi ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. 338.06 m2

 

IV

BASMACI SERKİSOĞLU (SARKİSOĞLU) ZİMMÎNİN YALISI

DÜLBENDÇİ KİRYORK (KİRKOR HÂNESİ)

 

Birinci ve ikinci defterde Basmacı Serkisoğlu’nun olduğu söylenen yalı, üçüncü defterde Dülbendçi Kirkor Hânesi olarak belirtilmektedir. Muhtemelen 1802 veya 1803’den sonraki bir tarihte yalı el değiştirilmiş veya mülkiyet Serkis Usta’nın oğlu Kirkor’a intikal etmiştir. Nakkaş Paşa mevkii ile Kuzguncuk İskelesi arasında oturan gayrimüslim nüfus içinde Ermenilere ait olan bu iki yalının, sahiplerinin Mâr Yâkup Manastırı ile ilişkileri dolayısıyla Katolik Hıristiyan olmaları muhtemeldir.

 

Hovhannesyan, XIX. yüzyılın başında “Yeni icad edilen Nakışlı basmalara ait imalâthâne, Kayserili Serkis Kalfa tarafından bu köyde (Kuzguncuk) kurulmuş olup, rengârenk çiçekli zarif basma, kurucusuna ithafen ‘Serkis Kalfa basması’ adı ile anılmıştır. Hâlen Üsküdar’a nakledilmiş olan bu imalâthâne, adı geçen kalfanın torunları ve diğer meslektaşları tarafından işletilmektedir.” açıklamasını yapar [Hovhannesyan, 1997, s. 64].

 

“…Hakikatte basmanın mucidi Hassa Mimarı Sarkis Kalfa (?-1737) olmayıp, 1751’de vefat eden oğlu Kevork Usta’dır. Bu husus 1942’de, tarafımızdan Bağlarbaşı Ermeni Mezarlığı’nda bulunan, kabirtaşının kitâbesinden çıkmıştır. Pederine atfedilmesinin sebebi, Kevork Usta’nın ‘Sarkis Kalfayan’ soyadını taşımasıdır.” [Eremya, 1988, s. 277, dip not 602a ].

 

1950’li yıllarda Fıstıkağacı (Bağlarbaşı) semtinde faaliyet gösteren bir kaç yazmacı bu kıyıda, yazmalarını deniz suyunda yıkayarak, renklerini sabitlemekteydiler. Muhtemelen Kevork Usta da yalısının rıhtımını bu amaçla kullanıyordu. Belki de bu nedenle kıyıda bir yapıya sahip olma gereğini duymuştur.

 

2004 DURUMU

 

Günümüzde, Basmacı Serkisoğlu zimmînin yalısının yerinde muhtemelen dört parsel bulunmaktadır.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 9 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlıdır. 1950 tespitinde Memduha Tunalı adına tescil edilen parselde “bahçeli ahşap ev” bulunmaktadır. Bir dönem Angela (Hamam) Yalısı [Eldem, 1994, s. 224] olarak anılan yapı, 1950’li yıllarda semt sakinlerince Romanyalılar’ın yalısı olarak bilinmekteydi. 1980 yılından günümüze, Aytürk Mine Aykut adına kayıtlı olup, korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Erdenen, 1994, s. 349]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 44 numara. 8 parsele ayrık, 10 parsele bitişik nizam, 306.25 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 10 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlıdır. 1950 tespitinde Artin kızı Zagguhi Malli adına tescil edilen yapı “bahçeli ahşap ev” iken, 1962 yılında kâgir apartman olarak düzeltilmiştir. Hâlen iki katlı olan yapı, Aytürk Mine Aykut adına kayıtlıdır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 46 numara, bitişik nizam, 172.80 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 11 parsel; tapuda mülk olarak kayıtlıdır. 1950 tespitinde Ayşe Doğanay ve diğerleri adına tescil edilen yapı “bahçeli ahşap ev” olarak belirtilmiştir. 1965 yılında Sıdıka Gökalp – Roksan Kurar ve Raşit Barbaros Gökalp yeni malikler olmuştur. Bir bodrum kat üzerine, üç katlı olan yapı ahşaptır ve korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Erdenen, 1994, s. 350]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 48 numara, bitişik nizam 124.78 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 12 parsel; Maryakop Manastırı Vakfı’ndan icareli. 1950 tespitinde Serkis kızı Koharik, Kirkor oğlu Aram Hamparsunyan ve Kirkor kızı Yevkire Güleseryan adına tescil edilen parselde “kâgir apartman” bulunmaktadır. 1962 yılında Sıtkı Cangüden yapıya mâlik olmuştur. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 50 numara, bitişik nizam, 119.44 m2

 

V

EFRENÇ (FRENK) DELLÂLI YUDA YAHUDİ’NİN YALISI

KAPTANPAŞA SARRAFININ YALISI

 

Yabancı mallarını, özellikle de Fransız tüccarlarının mallarını satan veya onlar için mal alan bu yahudi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Üçüncü defterde bu yalı, Kaptanpaşa sarrafının yalısı olarak geçmektedir.

 

2004 DURUMU

 

1950 tespitine göre 578 ada, 13 parselde Diksan’ın yalıları olarak belirtilen bitişik nizam, üç ahşap yalı bulunmaktadır [Eldem, 1994, s. 225]. 1950’li yıllarda ifraz edilerek, üçe ayrılmış ve sırası ile 29 – 25 ve 33 parsel numaraları ile belirtilen üç parsel oluşturulmuştur.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, eski 13 parsel; İzzet Mehmed Paşa Vakfı’ndan çıkışlı. Diran-Virgin ve Agevni adına kayıtlı, 361.60 m2 ’lik bir parsel iken, bölünmüş.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 29 parsel; İzzet Mehmed Paşa Vakfı’ndan çıkışlı. Dikran kızı Vartuki Ermine Demir adına kayıtlı “ahşap müfrez ev” iken, 1962 yılında Ayşe Dudu Ahıska yeni mâlik olmuş. Üç katlı ahşap yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Erdenen, 1994, s. 350]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 52 numara, bitişik nizam, 112.00 m2

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 35 parsel; İzzet Mehmed Paşa Vakfı’ndan çıkışlı. Dikran kızı Vartuki Ermine Demir adına kayıtlı “ahşap müfrez ev” iken, 1962 yılında Ayşe Dudu Ahıska yeni mâlik olmuş. Üç katlı ahşap yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliğindedir [Erdenen, 1994, s. 350]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 54 numara, bitişik nizam, 104.00 m2 (117.75 m2 iken, 13.75 m2 ’si istimlâk edilerek, yola katılmış).

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 33 parsel; İzzet Mehmed Paşa Vakfı’ndan çıkışlı. Kadir Ferğan adına kayıtlı “ahşap müfrez ev”. Üç katlı ahşap yapı. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 56 numara, bitişik nizam, 98.00 m2 (131.85.75 m2 iken, 9.65 m2 + 3.20 m2 + 21.00 m2 olmak üzere üç kere istimlâk edilerek, yola katılmış).

 

VI

SABIK OCAK BEZİRGÂNI ÇELEBON YAHUDİ’NİN KARISININ YALISI

ŞALCI YAKO YAHUDİNİN HÂNESİ

 

Ermeniler’e ait bilgiler nadiren de olsa yayımlanır, ancak yahudi cemaatine ait bilgilere ulaşmak çok zordur. İbranice bilen kişi sayısının azlığı ve sinagog kayıtlarına ulaşma zorluğu, kısa süre içinde daha detaylı bir araştırma yapmamıza mâni oldu. Çelebon yahudiyi tanımıyoruz. Yahudi yalıları, Ermeni yalılarına nazaran merkeze daha yakın olmaları sebebiyle parsel alanları daha küçüktür. Ayrıca, bu dönemde Yahudiler’in, Ermeni cemaatine nazaran ticaretten daha az pay aldıklarını ve ekonomik olarak daha güçsüz olduklarını düşünüyoruz. Birinci ve ikinci defterde Çelebon yahudinin karısının yalısı olarak görülen yapı, üçüncü defterde el değiştirerek Şalcı Yako yahudinin hânesi olarak kayıt edilmiştir.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 14 parsel; 1950 yılında Ömer oğlu Emin Temelli adına kayıtlı “arsa ve baraka” olarak görülen parsel, 257.50 m2 büyüklüğünde iken, ifraz edilerek 30 ve 31 parsel numaralarını almıştır. 31 parsel yola terk edilmiş olup, günümüz 30 parselde kat mülkiyeti kurulmuş, üç katlı bir apartman bulunmaktadır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 58 numara, bitişik nizam, 227.00.00 m2

 

Sedat Hakkı Eldem, 14 parselin İzzet Paşa’ya ait olduğunu belirtir. Ancak, bu konuda bir tarih vermez ve açıklama yapmaz. Bizce Sedat Bey bir yanılgıya düşmekte ve İzzet Paşa Vakfı çıkışlı, eski Diksan yalılarıyla 14 parseli karıştırmaktadır [Eldem, 1994, s. 224].

 

VII
OCAK BEZİRGÂNI DAMADI İLYA YAHUDİNİN YALISI

SMAYİL (SAMUEL) YAHUDİNİN HÂNESİ

 

Bu yapının mâliki hakkında Yeniçeri Ocağı’nda görev yaptığı dışında herhangi bir bilgiye ulaşamadık. İlk iki defterde İlya adının geçmesine karşın, üçüncü defterde yalının damadı, Smayil yahudiye intikal ettiği görülmektedir.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, parsel numarası yok (eski 15 parsel); Abdullah Ağa Vakfı’ndan çıkışlı olan parsel, 1950 yılı kayıtlarına göre “arsa” olarak belirtilmiştir. Mâliki Şükrü Deniz iken, 1961 yılında istimlâk edilerek, yola katılmıştır. 1900’lü yıllarda bu parselin Ermenilere ait olduğu söylenmektedir [Eldem, 1994, s. 224].

 

VIII

OCAK BEZİRGÂNI YAZICISI BARUH YAHUDİ’NİN YALISI

OCAK HİZMETKÂRI YAHUDİNİN YALISI

 

Baruh yahudinin bostancıbaşı defterlerinde belirtildiği gibi Yeniçeri Ocağı’nda görev yaptığı dışında bir bilgi yoktur. Her üç defterde de yapı mâlikinin aynı kişi olduğu görülmektedir.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 26 parsel; Osman Ağa Vakfı’ndan çıkışlı olan parsel 1950 yılı kayıtlarına göre “arsa” olarak belirtilmiştir; Şükrü Deniz adına kayıtlıdır. 1960’lı yıllarda üzerine iki katlı betonarme bir ev yapılmış olup, hâlen mâliki Muazzez Sabuncu’dur. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 62 numara, ayrık nizam, 328.00.00 m2

 

IX

BEZİRGÂN YAZICISI YUDA YAHUDİNİN YALISI

EFRENÇ DELLÂLI FOGE YAHUDİNİN YALISI

 

Gerek Yuda yahudi, gerekse Foge yahudi hakkında bir bilgiye rastlamıyoruz. Ancak, bezirgân yazıcı tabiri bize Yuda’nın Yeniçeri Ocağı’nda görev yaptığını gösteriyor. Foge ise, belirtildiği gibi yabancı, özellikle Fransız tüccarlarına günümüz tabiriyle komisyonculuk yapmaktadır. Üçüncü defterde, VII. ve VIII. sıra numaralı yapıların arasına üçüncü bir yapının girdiği görülmektedir. Anlaşılan bu parsellerden biri ifraz olunup, ikinci bir yapı yapılmıştır. Biz bu yapıyı VIIA olarak belirtmeyi uygun bulduk.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 16 parsel; Osman Ağa Vakfı’ndan çıkışlı olan parselde, 1950 yılı kayıtlarına göre “kâgir apartman” bulunmaktadır. Günümüzde, kat mülkiyetine dönüştürülmüş olan üç katlı yapıda, beş bağımsız bölüm vardır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 64 numara, bitişik nizam, 371.24 m2

 

IXA

CEVAHİRCİ BARUH YAHUDİNİN HÂNESİ

 

Mâlikinin elmas alıp satan bir tüccar olması dışında herhangi bir bilgimiz yoktur.

 

2004 DURUMU

 

Bu hânenin yeri olarak gösterilecek herhangi bir parsel bulamadık. Muhtemelen 578 ada, 16 parsel burada yapılan bir tevhid (birleştirme) sonucu oluşmuştur.

 

X

MENAHEM BEZİRGÂN YAHUDİNİN YALISI

DELİ ÇELEBON OĞLU İSAK YAHUDİNİN HÂNESİ

 

Menahem bezirgân hakkında tüccar olması, Deli Çelebon oğlu İshak’ın ise muhtemelen Avram adlı bir kardeşi olduğu ve babasının sarraflık yaptığı dışında bir bilgiye rastlayamadık [Birinci Bostancıbaşı Defteri’nde Kuzguncuk İskelesi’nden sonra VII. yalının Deli Çelbon’a, üçüncü defterde ise, yine iskeleden itibaren VI. A numaralı yalının Deli Çelebon oğlu Avram’a ait olduğu kayıtlıdır].

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 17 parsel; mülk olarak gözüken olan bu parselde, 1950 yılı kayıtlarına göre “kâgir apartman” bulunmakta ve mâliki Sudi Dağdeler olarak belirtilmektedir. Günümüzde, Necmi Şahin’in mülkiyetinde olan dört + çekme katın bulunduğu yapı çok kötü bir onarım görmesine rağmen, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillidir [Erdenen, 1994, s. 351-352]. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 66 numara, bitişik nizam, 344.94 m2 (380.56 m2 iken 35.62 m2 ’si istimlâk edilerek, yola katılmış.)

 

XI

ŞAMANTO (SİMANTOV) DAMADI SARRAF BOHOR YAHUDİNİN YALISI

ŞAMANTO DAMADI BOHOR YAHUDİNİN YALISI

 

Her üç defterde de aynı şahsın mülkiyetinde görülen yapının sahibi hakkında herhangi bir bilgi yoktur.

 

XII

GÜMRÜK-KEBİR MASTARCISI YUDA YAHUDİ’NİN YALISI

KEBİR GÜMRÜK MASTARCISI YUDA YAHUDİNİN YALISI

GÜMRÜK MUBASSIRI YUDA YAHUDİNİN YALISI

 

Her üç defterde de aynı şahsın mülkiyetinde görülen yapının sahibi hakkında gümrük görevlisi olması dışında herhangi bir bilgiye rastlamadık.

 

XI ve XII numaralı yalılar, muhtemelen günümüzde 578 ada, 18 parseli oluşturan yapılardır. 19. yüzyılın ortalarına doğru satın alınarak, birleştirilmiş olmalıdır. Daha sonraları, bu parseldeki yalının Kayserili Hassa Mimarı Hovhannes Serveryan’a ait olduğunu ve Serveryan’ın 24 Haziran 1858’de bu yapıda vefat ettiğini biliyoruz. Serveryan’ın beşinci çocuğu Istepan da 11 Ağustos 1891 günü aynı yapıda ölmüştür [Pamukciyan, 2003, s. 136 vd.]. Bu yalıya bir dönem “aynalı yalı” ismi verilmiştir [Eldem, 1994, s. 224]. Ahşap, yüksek iki katlı, rıhtımı olmayan yapının bir fotoğrafı da vardır [Tutel, 1997, s. 40].

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 18 parsel; mülk olarak gözüken parselde, 1950 yılı kayıtlarına göre “ahşap ev” bulunmakta ve mâliki Osman Kamil Dikmen olarak belirtilmektedir. Günümüzde, Ümit Necati Attagenç mülkiyetinde olan yapı, beş dükkânlı, iki katlı bahçeli kâgir ev olarak kayıtlıdır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 70 numara. Caddeye göre yapıya girişin sağında bitişik nizam iki, solunda üç dükkân bulunmaktadır. İki katlı konut olarak kullanılan yapı, deniz yönünde olup, ayrık nizamdır.1037.76 m2

 

XIII

GÖNCÜOĞLU ÇELEBON YAHUDİ’NİN YALISI

OCAK BEZİRGÂNI KARISININ HÂNESİ

 

İlk iki defterde adı geçen Göncüoğlu ile üçüncü defterde adı geçen ocak bezirgânı hakkında bir bilgiye erişemedik.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 19 parsel; 1950 yılı kayıtlarına göre bu parselin niteliği Hânesinde “kâgir bina ve vapur iskelesi” kaydı bulunmaktadır. İlk mâliki Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Müdürlüğü olarak görülürken, daha sonra parsel Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Kuzguncuk Çarşısı Caddesi’nden dört girişi olan yapı, bu nedenle dört adet kapı numarası almıştır. Günümüzde girişin sağında yer alan kahvehâne 72, iskele girişi 74, girişin solundaki dükkân 76 ve yolcu çıkış kapısı 78 numaradır. Bitişik nizam. 396.48 m2

 

Şirket-i Hayriye’nin ilk kâgir yapılarından biri olan Kuzguncuk İskelesi, 1950’li yıllarda görkemli bir yapıydı. Yüksek tavanlı zemin katının ortasında, caddeden iskeleye kadar uzanan geniş bir hol bulunuyordu. Girişin sağında Bağlarbaşılı Ermeni bir aile tarafından işletilen o günkü tabirle bir şekerci dükkânı, solunda ise nezih bir kıraathâne vardı. Daha önceki yıllarda yapının üst katında bir sinema olduğu ve burada günün önemli filmlerinin gösterildiği söylene gelir. Vapurların yanaştığı denize uzanan bölüm, ahşap kazıklar üstüne yapılmış, ahşap bir platform iken, daha sonra betonarmeye tahvil edilmiştir.

 

XIV

KURUÇEŞMELİ MİŞON YAHUDİ’NİN YALISI

DUL KARININ HÂNESİ

 

Gerek Kuruçeşmeli Mişon, gerekse ondan dul kalan karısı hakkında herhangi bir bilgi bulamadık. Kuzguncuk’taki yahudi nüfusun genel olarak 1618’de Galata’da ortaya çıkan veba sonrası bölgeyi terk edenlerden oluştuğu bilinir [Güleryüz, 1992, s. 49]. Anlaşılan Boğaziçi’nin bir diğer önemli yahudi yerleşmesi olan Kuruçeşme’de [Eremya, 1988, s. 41; Hovhannesyan, 1997, s. 47] de zaman zaman Kuzguncuk’a yerleşenler bulunmaktadır.

 

2004 DURUMU

 

Muhtemelen eski 20 parselde XIV. numaralı yalı, 21 parselde ise XV. numaralı yalı bulunmaktaydı. 2004 yılında 20 ila 21 parselin birleştirilmesiyle 36 parsel oluşmuştur.

 

XV

GÜMRÜK-İ KEBÎR’DE ARON YAHUDİNİN YALISI

KEBÎR GÜMRÜKTE ARON YAHUDİNİN YALISI

GÜMRÜK’TE ARON YAHUDİNİN HÂNESİ

 

Üç defterde de aynı şahsa kayıtlı olduğu görülen yapı sahibinin büyük gümrükte görevli olduğunun dışında bir bilgi bulamadık.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 36 parsel; 1950 yılı kadastro tespitlerine göre, bugünkü 36 parsel 20 ve 21 parselin birleştirilmesinden oluşmuştur. 578 ada, 20 parsel mülk olarak kayıtlı olup, mâliki Müzehher Meltem, niteliği “bahçeli kâgir ev”dir. 21 numaralı parselde bulunan kayıkhânenin 2.30 metre irtifaden itibaren hava hakkı bu parsele aittir. 130.12 m2. 578 ada, 21 pasel; mülk olarak kayıtlı olup, mâliki Ali İhsan Topçuoğlu, niteliği “kâgir iki dükkân ve kayıkhâne arsası” dır. 157.00 m2. 36 parselde günümüzde üç katlı betonarme Yalım Apartmanı mevcud olup, zemin katta cadde yönünde üç adet dükkân vardır. Kuzguncuk Çarşısı caddesi: 86 numara, kat mülkiyete dönüşmüş, bitişik nizam, 228.00 m2

 

XVI

UZUN ABRAM (AVRAM) YAHUDİNİN YALISI

ABRAM (AVRAM) YAHUDİNİN YALISI

 

Üç defterde de aynı şahsa ait olduğu görülen yapının sahibinin boyunun uzun olduğu dışında bilgi bulamadık.

 

2004 DURUMU

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 22 parsel; Feyzullah Efendi Vakfı çıkışlı olan parselde 1950 yılı kadastro tespitlerine göre “kâgir ev ve fırın” bulunmakta ve mâliki Todori Papaispiro olarak belirtilmektedir. 1950’li yıllarda evin altında ve denize doğru uzanmakta olan tek katlı hacimde Todori’nin meyhânesi vardı. Kuzguncuk Çarşısı Caddesi’nden cephe alan simitçi fırınını ise, Hüseyin Temizel işletmekteydi. Fırının arkasındaki bölümde yer alan ufak bahçe denize kadar uzanmaktaydı. Günümüzde 88 kapı numarası ile çalıştırılmakta olan fırın, Temizel Unlu Mamüller adını taşısa da, Temizel Ailesi ile herhangi bir ilgisi kalmamıştır. Todori’nin meyhânesi ise kuruluşu 1951 olarak belirtilen İsmet Baba Lokantası’na dönüşmüştür. Kayık İskelesi Meydanı’ndan girilen meyhânenin, hemen kara tarafında üst katlardaki konuta girişi sağlayan 92 numaralı kapı bulunmaktadır. Zemin katı kâgir olan bu yapının üstünde iki ahşap kat bulunmaktadır. Kıyıdan içerde yapılan ahşap bölüm her iki parselde bitişik nizamdır. Yusuf Kamil Eroğlu - Atila Eroğlu ve Erhan Eroğlu’nun mülkiyetinde bulunan yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliğinde olup [Erdenen, 1994, s. 353], 329.90 m2 ‘dir.

 

1950 yılı kadastro tespitlerinde 22 parselin kara yönünde 23 – 24 ve 25 numaralı üç parsel görülmektedir.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 23 parsel; Feyzullah Efendi Vakfı çıkışlı olan parsel, 13.07 m2 büyüklüğünde olup, niteliği hânesinde “dükkân” olarak belirtilmektedir.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 24 parsel; mülk olarak kayıtlı olan parsel, 21.55 m2 büyüklüğünde olup, niteliği hânesinde “ahşap ev” olarak belirtilmektedir. Sahibi Yusuf Ararat’dır ve istimlak edildiği notu vardır.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 23 parsel; mülk olarak kayıtlı olan parsel, 27.26 m2 büyüklüğünde olup, niteliği hânesinde “kâgir ev” olarak belirtilmektedir. Sahibi Sera Bezircioğlu’dur.

 

Kuzguncuk Mahallesi, 110 pafta, 578 ada, 23 – 24 ve 25 parseller günümüzde çayhâne olarak işletilmekte olup, 25 numaralı parselin üzerinde, zemin katı söz konusu çayhânenin mutfak bölümü olan, üç katlı kâgir bir yapı bulunmaktadır. Şener Ailesi mülkiyetindedir.

 

XVII

KUZGUNCUK İSKELESİ

 

Üç defterde de belirtilen Kuzguncuk İskelesi, köyün kayık iskelesi olup, 1960’lı yılların sonlarına kadar aynı amaçla kullanılmıştır. Özellikle sebze ve meyva halinin Eminönü sahilinde bulunduğu dönemlerde, tüm sebze ve meyva motorlu kayık veya kayık büyüğü takalarla köye buradan çıkartılmıştır. Deniz ile Boğaz yolu arasında yer alan İskele Meydanı denize dik olarak, boydan boya köyü kateden İcadeyi Caddesi’nin başlangıç noktasında yer almaktadır. Yerleşmenin tüm sokakları, Kuzguncuk iskânının ana omurgasını teşkil eden bu caddeye açılır. İcadiye Caddesi, gerçekte daha XVI. yüzyılda yaz aylarında kuruduğu söylenen Kuzguncuk (Khrysdkeramos) Deresi’nin üstünün kapatılmasıyla oluşmuştur [Gyllius, 2000, s. 221]. Erken dönemlerde, denize açılan iskele meydanı, denize paralel sahil yolu ve ona dik dere boyundan oluşan iskân şeması, artan nüfusun giderek vadinin her iki yamacına doğru tırmanmasıyla günümüzdeki görünümüne erişmiştir. Beylerbeyi’nde bulunan İstavroz İskelesi ile Öküz Limanı arasındaki tek iskele olan Kuzguncuk İskelesi ve İskele Meydanı’nın küçüklüğü dikkat çekicidir. Arada, ne bir odun iskelesi, ne de aralık iskele kayıtlıdır. Şehirle bağlantıyı ve köyün ihtiyaçlarını sağlayan iskele ve meydanın ebadları, Kuzguncuk’un İstanbul’dan ziyade Üsküdar’la olan organik bağlarını gösterir. Gerek vadi içinden Bağlarbaşı ve Fıstıkağacı, gerekse sahil yolu vasıtasıyla Üsküdar bağlantısı, Kuzguncuk için yüzyıllar boyunca kâfi gelmiştir.

 

Günümüzde, İskele Meydanı konturlarını hemen hemen aynen korumaktadır. İskele havuzu hem eninden, hem de boyundan bir miktar doldurulmasına rağmen, varlığını devam ettirmiştir. Üsküdar’a doğru havuzun hemen yanından, üstü geniş bir tonozla kapatılan eski Kuzguncuk Deresi (uzun zamandır kanalizasyon olarak kullanılmaktadır) denize dökülmektedir. Meydanın ortasındaki yeşil alan (Hacı Hesna Hatun Mahallesi, 109 pafta, 678 ada, 1 parsel / 129.65 m2) Serbostanyan Abdulah Ağa Vakfı mukataalı olup, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindedir. Anlaşılan geçmişte bu alanda ya bazı yapılar vardır, ya da bu alan açık pazar yeri olarak kullanılmaktadır.

 

1950 kadastro tesipitine göre meydanın güneyinde üç küçük parsel bulunmaktadır. Bu parsellerden 512 ada, 36 parselde yakın zamana kadar Elektrik İdaresi’nin trafo merkezi yer almaktaydı. Mülkiyeti İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğü’ne ait olup,19.75 m2 büyüklüğündedir. Bugün boş olup, meydana katılmıştır.

 

512 ada, 35 parsel ise 19.48 m2 olup, “kâgir çeşme” olarak kayıtlıdır. Mülkiyeti bir dönem İstanbul Belediyesi’ne aitken, şimdi Üsküdar Belediyesi’ne devredilmiştir. Yaptıranı belli olmayan, bu nedenle İskele Çeşmesi adıyla anılan bu çeşmenin iki satırlık kitabesinde satırları okunmaktadır [Tanışık, 1945, s. 388; Egemen, 1993, s. 476; Konyalı, 1976, s. 63; Mehmet Râif, 1996, s. 246. Tanışık ve Egemen’in 1207 tarihini vermesine karşın, Konyalı ve Mehmet Râif 1247/1831-32 tarihini vermektedir.].

 

“Hüve’ş-şâfi
Âb-ı nâb iç nûş ola subh-ü mesâ
Sahib-ül hayrata idin duâ”

Hicrî 1207 / 1792

 

Kitabesi büyük oranda tahrip olan çeşmenin aciliyetle onarıma ihtiyacı vardır. Bu çeşmenin suyunun yarım masura arttırılmasına dair 1875-76 tarihli bir kayıttan çevresindeki yapılanmalar hakkında da bilgi sahibi olmaktayız [Kal’a, 2003, s. 259].

 

512 ada, 34 parsel ise 26.14 m2 büyüklüğünde olup, Maliye Hazinesi mülkiyetinde iken, 1959 yılında yola katılmıştır.

 

SÖZLÜK

 

Bazirgân / Bâzergân / Bezirgân: 1. Ticaretle, sarraflıkla meşgul, büyük tâcir. 2. Yahudiler için efendi veya ağa yerine kullanılan bir ünvan. 3. Hicri on ikinci ve on üçüncü asırlarda Hıristiyan tüccarlar hakkında halk arasında kullanılan bir tabir. Bu anlamda “çorbacı” ve “çelebi” ünvanları da kullanılırdı.

 

Basma: Beyaz olarak dokunup daha sonra üzerine renk ve desenler basılmış pamuklu ince dokuma.

 

Bazirgân / Bezirgân Yazıcısı: Satışla ilgili kayıtları tutan kimse.

 

Cevahirci / Cevâhirî: Elmas veya elmasla yapılmış mücevher alıp satan kimse.

 

Darbhâne Yazıcısı: Darphâne ile ilgili kayıtları tutan kimse.

 

Dülbendçi / Tülbentçi: (dülbent, tülbent) Pamuklu, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve yumuşak bez. Tülbent satan kimse.

 

Efrenc Dellâlı / Frenk Tellâlı: (dellâl, tellâl) 1. Satıcı. 2. Alıcı ile satıcı arasında vasıta olan kimse.

 

Efrenc: Frenk, Avrupalı; Fransa’ya, Fransızlar’a ve dolayısıyla bazen bütün Avrupalılar’a verilen isim.

 

Gümrük Mubassırı: (mubassır) Gözetici, bekleyici, bakıcı. Gümrüklerde arayıcı kâtibi.

 

Kaptanpaşa Sarrafı: (kaptanpaşa) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Bahriye Nazırlığı yapanlara verilen ünvan. Kaptanpaşa adına sarfeden kimse.

 

Kebîr Gümrük: Büyük gümrük.

 

Kebîr Gümrük Mastarcısı: (mastariye) Eskiden gümrüklerde alınan vergilerden biri hakkında kullanılan tabir. Günümüz katma değer vergisine denk gelen bir vergi. Mastarcı: Mastariye vergisini toplayan görevli.

 

Meşrûta: İlk sahibi tarafından satılmamak şartıyla vakıf yoluyla mirasçılara bırakılan ev, tarla gibi taşınmaz mal.

 

Ocak Bezirğanı / Bazirgânı: Yeniçeri Ocağı’nın mali işlerini ve hariçteki alışverişlerini, hudut ve kalelerdeki maaş muamelelerini idâre eden kimse. Bezirğanlık çok zaman Yahudi veya Rumlar’ın tekelinde bulunurdu. Bazen de babadan oğula geçen bir gedik şeklinde olurdu. Alışverişlerde mühim menfaatler temin eden ve bu sayede zengin olan bazirgânlar ocağa dayanarak birçok dalavereler çevirir; siyasi işlerde de rol oynarlardı. Bu sebeple görevlerinin kaldırılarak, işlerinin Ocak Baş Yazıcısı’na verildiği zamanlar olmuşsa da yine bir yolunu bularak bu görevleri tekrar elde ederlerdi. Bazirgânların İstanbul’daki Valde Hanı ve çevresindeki hanlarda kârgir odaları vardı. Ocağa ait para, defter, eşya vs. bu odalarda muhafaza ederlerdi. Bazirgânlık Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasına kadar devam etmiştir.

 

Ocak Bezirğanı Yazıcısı: Ocak Bazirgânının hesap işlerini kayıda geçiren kimse.

 

Ocak Hizmetkârı: Yeniçeri Ocağı için çalışan, muhtemelen ocak bazirgânı veya yardımcısı.

 

Sarraf: Sarfeden; görevi kağıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse.

 

Şalcı: Genellikle Hindistan’da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaşı yapan veya satan kimse.

 

Yazma: Bohça, yatak örtüsü, başörtüsü, yorgan yüzü gibi şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile ya da tahta kalıplarla desen yapılmış veya basılmış (pamuklu) bez.

 

Zimmî: İslâm Devleti vatandaşı olup, vergi ödeyen Hıristiyanlara verilen isim.

 

KAYNAKÇA

 

Ahmed Lûtfî Efendi, 1999, Vak’anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, Eski Yazıdan Aktaran: Yücel Demirel, İstanbul.

 

Ahmet Efendi, 1993, Rûznâme, Yay. Haz. V. Semra Arıkan, Ankara.

 

Abdülkadir Altunsu, 1972, Osmanlı Şeyhülislâmları, Ankara.

 

Hâfız Hüseyin Ayvansarâyî, 1978, Vefeyât-ı Selâtîn ve Meşâhîr-i Ricâl, Haz. Fahri Ç. Derin, İstanbul.

 

Hâfız Hüseyin Ayvansarâyî, 1985, Mecmuâ-î Tevârih, Haz. Fahri Ç. Derin- Vâhid Çabuk, İstanbul.

 

Hâfız Hüseyin Ayvansarâyî, 2001, İstanbul Câmileri, Haz. Ahmed Nezih Galitekin, İstanbul.

 

M. Cavid Baysun, 1965, “Ali Paşa-Tepedelenli”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul, C. I, s. 343-348.

 

M. Cavid Baysun, 1971, “Mustafa IV”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul, C. VIII, s. 708.

 

Kemal Beydilli, 2001, Osmanlı Döneminde İmamlar ve Bir İmamın Günlüğü, İstanbul.

 

Ekrem Çakıroğlu (Ed.) 1999, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, 2 Cilt.

 

P.A. Dethier, 1993, Boğaziçi ve İstanbul, İstanbul.

 

Ferit Devellioğlu, 1993, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara, 11. Baskı.

 

Hanna Dolapönü, 1972, Tarihte Mardin, Çev: Rahip Cebrail Aydın, İstanbul.

 

Affan Egemen, 1993, İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri, İstanbul.

 

Sedad Hakkı Eldem, 1968, Türk Evi Plan Tipleri, İstanbul, 2. Baskı.

 

Sedad Hakkı Eldem, 1994, Boğaziçi Yalıları-Anadolu Yakası, İstanbul, 2 Cilt.

 

Feridun Emecen, 1999, “Hasan Paşa (Kethüra, Cenaze)”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, C. I, s. 544.

 

Osman Nuri Ergin, 1934, İstanbul Şehri Rehberi, İstanbul, Harita: 27.

 

Osman Nuri Ergin, 1996, İstanbul Şehreminleri, Haz. Ahmed Nezih Galitekin, İstanbul.

 

Orhan Erdenen, 1994, Boğaziçi Sahilhaneleri, İstanbul, 4 Cilt.

 

Esra Güzel Erdoğan, 1994, “Üryanîzâde Mescidi”, DB İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul VII. Cilt, s. 342-343.

 

Eremya Çelebi Kömürciyan, 1988, XVII. Asırda İstanbul Tarihi, Tercüme ve Notlar: Hrand D. Andreasyan, İstanbul, 2. Baskı.

 

Semavi Eyice, 1963, “İstanbul Minareleri”, Türk San’atı Araştırma ve İncelemeleri, İstanbul, s. 31-132.

 

Semavi Eyice, 1976, Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul.

 

Evliya Çelebi, 2003, Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnâmesi: İstanbul, Haz. Seyit Ali Kahraman – Yücel Dağlı, İstanbul, 2 Cilt.

 

İnanç Feigl, 2003, “Şarklı Benedikten Katolik Ermeni Mehiteryan Örgütünün Viyana Kolu ve Arşivi”, Balkanlar ve İtalya’da Şehir ve Manastır Arşivlerindeki Türkçe Belgeler Semineri, Ankara.

 

Ahmed Nezih Galitekin, 2003, Osmanlı Kaynaklarına Göre İstanbul, İstanbul.

 

Naim Güleryüz, 1992, İstanbul Sinagogları, İstanbul.

 

Petrus Gyllius, 2000, İstanbul Boğazı, Çev: Erendiz Özbayoğlu, İstanbul.

 

Mehmet Nermi Haskan, 2001, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, İstanbul, 3 Cilt.

 

Sarkis Sarraf Hovhannesyan, 1997, Payitaht İstanbul’un Tarihçesi, İstanbul, 2. Baskı.

 

G.V. İnciciyan, 2000, Boğaziçi Sayfiyeleri, Düzelti, Önsöz ve Notlar: Orhan Duru, İstanbul.

 

Ahmet Kal’a (Araştırma ve Yayın Yönetmeni), 1998, İstanbul Şehir Rehberi, İstanbul.

 

Ahmet Kal’a (Proje ve Yayın Yönetmeni), 2003, Su Keşif Defteri 3, İstanbul.

 

Ahmet Kal’a (Proje ve Yayın Yönetmeni), 2003a, Su Yolcu 3, İstanbul.

 

Ahmet Kavas, 1999, “Hüseyin Paşa-Amcazade, Köprülü”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, C. I, s. 587-588.

 

İ. Gündağ Kayaoğlu, 1998, Biyoğrafi-Bibliyografya, İstanbul.

 

Reşad Ekrem Koçu, 1958, “Bostancıbaşı Defterleri”, İstanbul Enstitüsü Mecmuası IV. İstanbul.

 

İbrahim Hakkı Konyalı, 1976, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, İstanbul, 2 Cilt.

 

Önder Küçükerman, 1998, Türk Cam Sanayii ve Şişecam, İstanbul.

 

Amin Maalouf, 1993, Semerkant, İstanbul.

 

Amin Maalouf, 2004, Yolların Başlangıcı, İstanbul.

 

Mehmed Esat Efendi, 2000, Vak’a-nüvîs Es’ad Efendi Tarihi, Haz. Ziya Yılmazer, İstanbul.

 

Mehmed Râ’if, 1996, Mir’ât-ı İstanbul, İstanbul.

 

Freinherrn von Moltke, 1849, Karte des Nördlichen Befestigten Theils des Bosphorus, Berlin.

 

Necib Bey, 1924, Guide de Constantinople, Constantinople.

 

Leyla Neyzi, 1999, İstanbul’da Hatırlamak ve Unutmak, İstanbul.

 

Ayla Ödekan, 1994, “Hüseyin Avni Paşa Çeşmesi”, DB İstanbul Ansiklopedisi, IV. Cilt.

 

Tahsin Öz, 1965, İstanbul Camileri, İstanbul, 2 Cilt.

 

Abdülkadir Özcan, 1989, “Bostancıbaşıların Beledî Hizmetleri ve Bostancıbaşı Defterlerinin İstanbul’un Toponomisi Bakımından Değeri”, Tarih Boyunca İstanbul Semineri, Bildiriler, İstanbul.

 

Mehmet Zeki Pakalın, 1983, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 3 Cilt, 3. Baskı

 

Kevork Pamukciyan, 2003, Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar, Yay. Haz. Osman Köker, İstanbul.

 

Prokopios, 1994, İstanbul’da Iustinianus Döneminde Yapılar, Birinci Kitap, Çev: Erendiz Özbayoğlu, İstanbul.

 

Şevket Rado, Tarihsiz, Hayat Büyük Türk Sözlüğü, İstanbul.

 

Şevket Rado, 1972, “Bostancıbaşı Defteri Hakkında”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı: 6. (Temmuz 1972’nin ilavesi)

 

Necdet Sakaoğlu, 1994, “Fethi Ahmed Paşa”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul, C. III.

 

Necdet Sakaoğlu, 1999, Bu Mülkün Sultanları, İstanbul.

 

Necdet Sakaoğlu, 1999a, “Pertevniyal Sultan”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, C. II.

 

Mehmed Süreyyâ, 1996, Sicill-i Osmanî, Yay. Haz. Nuri Akbayar, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 6 Cilt.

 

Halûk Y. Şehsuvaroğlu, 1986, Boğaziçi’ne Dair, İstanbul.

 

İbrahim Hilmi Tanışık, 1945, İstanbul Çeşmeleri, İstanbul, 2 Cilt.

 

Eser Tutel, 1997, Şirket-i Hayriye, İstanbul, 2. Baskı.

 

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1983, Osmanlı Tarihi, Ankara, IV. Cilt, 2. Kısım, 2. Baskı.

 

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1945, Osmanıl Devleti Saray Teşkilatı, Ankara.

 

A. Süheyl Ünver, 1954, “Baba Nakaş”, Fatih ve İstanbul, C. II, Sayı: 7-12, İstanbul.

 

Kâmil Yaşaroğlu, 1999, “Mehmed Paşa–Köprülü”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, C. II.